Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Yatırım Danışma Konseyi 10. Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Cari açığımızın düştüğü, rezervlerin arttığı, risk göstergelerinin iyileştiği, enflasyonun kontrol altına alındığı bir döneme girmiş bulunuyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi’nde Türkiye Yatırım Danışma Konseyi 10. Toplantısı’na katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıda yaptığı konuşmanın başında katılımcıları selamladı.
Toplantı vesilesiyle katılımcıları İstanbul’da ağırlamaktan büyük memnuniyet duyduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapılacak istişarelerin hayırlara vesile olmasını temenni etti.
“TÜRKİYE YÜZYILI’NI AYNI ZAMANDA YATIRIM YÜZYILI YAPMAYA KARARLIYIZ”
Konseyin uluslararası iş dünyasının görüş ve önerilerini almak amacıyla 2004 yılında oluşturulduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Konseyde iletilen birçok teklif ve tavsiyeyi ülkemizin yatırım ortamını iyileştirirken daima göz önünde bulundurduk. Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu’ndan sermaye piyasaları düzenlemelerine, bankacılık ve finans sisteminin etkinleştirmesinden yatırım teşviklerine, fikri mülkiyetten gümrük ve rekabet düzenlemelerine uzanan geniş bir yelpazede devrim niteliğinde adımlar attık. Tüm bunlar sayesinde ülkemiz bugün uluslararası doğrudan yatırımların yöneldiği öncü destinasyonlardan biri hâline geldi. Bundan sonra da ortak akılla sorunlarımıza çözüm bulacak yeni reform paketlerini devreye alacağız. Türkiye Yüzyılı’nı aynı zamanda yatırım yüzyılı yapmaya kararlıyız.”
“ÜLKEMİZİN KÜRESEL TEDARİK ZİNCİRLERİNDEKİ KONUMU HER GEÇEN YIL GÜÇLENİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kovid-19 sonrasında küresel tedarik zincirlerinde yaşanan kırılmalar ve ortaya çıkan jeopolitik gerilimlerin uluslararası ticareti ve yatırımları yeniden şekillendirdiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye sahip olduğu üretim kabiliyetleri, güçlü altyapısı, nitelikli insan kaynağı, gelişmiş pazarlara yakın konumu ve küresel entegrasyonu ile bu dönüşüm sürecine en hızlı adapte olan ülkelerin başında geliyor. Yakın dönemde yaşanan birçok gelişme Türkiye’nin küresel ekonomideki rolünü daha da öne çıkarmıştır. Mesela bu yılbaşında Süveyş Kanalı’nda yaşanan kriz dünya ticaretinin ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Türkiye, Süveyş Kanalı’ndaki tıkanma döneminde alternatif ulaşım rotaları sunarak küresel ticarette güvenilir bir partner olduğunu ispatlamıştır. Ülkemizin küresel tedarik zincirlerindeki konumu her geçen yıl daha da güçleniyor. 2002 yılında 36 milyar dolar ihracatla dünya ticaretinden binde 5 oranında pay alırken, bugün 256 milyar dolara ulaşan ihracatımızla payımızı yüzde 1’in üzerine çıkardık.”
Burada sadece bir hacim artışından bahsetmediğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihraç edilen ürünlerin teknoloji kompozisyonunu da genişlettiklerini söyledi.
“YAPTIĞIMIZ DEV YATIRIMLARLA ÜLKEMİZİN ALTYAPI EKSİKLERİNİ TAMAMLADIK”
Artık ürün sepetinin yarıya yakınının yüksek ve orta yüksek teknolojili ürünlerden oluştuğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Son 21 yılda yıllık ortalama yüzde 5,4’lük büyüme kaydederek satın alma gücü paritesine göre 11’inci sıraya yükseldik. Ulaştırma, enerji, eğitim, sağlık ve dijitalleşme alanlarında yaptığımız dev yatırımlarla ülkemizin altyapı eksiklerini tamamladık. Uluslararası doğrudan yatırımlar da bu süreçte bizlere ciddi katkı sundu. 2003’ten önceki 30 yılda sadece 15 milyar dolar yatırım alan Türkiye, son 20 yılda toplamda 268 milyar dolarlık doğrudan yatırım çekti. 2002 yılında ülkemizde yalnızca 5 bin 600 uluslararası sermayeli şirket faaliyet gösteriyordu, bugün ise 83 binden fazla çok uluslu şirkete ev sahipliği yapıyoruz. Türkiye artık bu şirketlerin üretim faaliyetlerinin, araştırma geliştirme merkezleri, tasarım ekipleri, satın alma ofisleri, lojistik üsleri ve bölgesel yönetim merkezleriyle desteklendiği bir ekonomik merkeze dönüştü.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada karşılıklı bir “kazan kazan” durumu söz konusu olduğunu vurgulayarak, “Son 15 yılda Türkiye’de gerçekleştirilen ihracatın yaklaşık yüzde 31’ini uluslararası sermayeli şirketler yaptı. Özel sektör istihdamında uluslararası yatırımcıların payı yüzde 8,8’e çıktı” diye konuştu.
“TÜRKİYE’NİN İMALAT SANAYİ YATIRIMLARINDAKİ LİDERLİĞİ DE DİKKAT ÇEKİCİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin imalat sanayi yatırımlarındaki liderliğinin dikkati çekici olduğunu söyledi.
Türkiye’nin yeni dönemde de uluslararası yatırımların tercih ettiği, büyüyüp geliştiği lider ekonomilerden biri olmaya devam edeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “12. Kalkınma Planı, Orta Vadeli Program ve Uluslararası Doğrudan Yatırım Stratejisi gibi belgelerle ekonomideki yol haritamızı belirledik. Orta Vadeli Program’ın temel hedeflerinden biri yıllık ortalama yüzde 5’in üzerinde ekonomik büyümedir. Enflasyonun tek haneli rakamlara düşürülmesi cari açığın azaltılması ve ihracatın yıllık ortalama yüzde yedi oranında artırılması da programın öne çıkan başlıkları arasındadır” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dijital dönüşüm, yeşil ekonomi ve enerji verimliliği konularına özellikle ağırlık vererek, bu alanlardaki yatırımları hızlandırmayı planladıklarını vurgulayarak, “6 Şubat depremlerinin maliyemize getirdiği 104 milyar dolarlık ilave yüke rağmen program döneminde mali disiplinden taviz vermiyoruz. Son dönemde açıklanan büyüme, istihdam, dış ticaret ve enflasyon verileri programın çalıştığını ortaya koyuyor. Cari açığımızın düştüğü rezervlerin arttığı, risk göstergelerinin iyileştiği, enflasyonun kontrol altına alındığı bir döneme girmiş bulunuyoruz” ifadelerini kullandı.
“YATIRIMCILARIMIZ İÇİN ÖNEM ARZ EDEN BİRÇOK KONUDAKİ ÇALIŞMALARIMIZ TÜM HIZIYLA DEVAM EDİYOR”
Mikroekonomide elde edilen olumlu gidişatı, yatırım ortamının iyileştirilmesi çalışmalarıyla desteklediklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) 2024 yılı Eylem Planı’nda birçok çalışmayı hâlihazırda tamamladıklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kişisel verilerin korunması, yenilenebilir enerji, girişim sermayesi, yatırım taahhütlü avans kredisi gibi önemli konularda ilerlemeler kaydedildiğine dikkati çekerek, “Yatırımcılarımız için önem arz eden birçok konudaki çalışmalarımız da tüm hızıyla devam ediyor” dedi.
İklim yasası, girişimcilik ekosistemi, araştırma geliştirme faaliyetleri, dijitalleşme ve yatırım teşvikleri gibi konulara odaklanan bu çalışmaları da yıl bitmeden tamamlayıp yatırımcıların önünü daha da açmayı hedeflediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir diğer önemli belgemiz Uluslararası Doğrudan Yatırım Strateji’mizdir. 29 Temmuz’da kamuoyu ile paylaştığımız bu stratejiyi, nitelikli yatırımları ülkemize kazandıracak bir yol haritası olarak tasarladık. Stratejiyle, yüksek katma değerli sürdürülebilir dijital dönüşümü destekleyen, yüksek teknolojiye dayalı ve kaliteli istihdam sağlayan yatırımları ülkemize daha fazla çekmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece Türkiye’nin küresel sermaye pastasından aldığı payı 2028 yılı itibarıyla yüzde 1,5’a çıkaracaklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Burada şunu da söylemek isterim. 1 Ekim itibarıyla yeni yasama yılımız başlayacak. Meclisimizin açılmasıyla birlikte iklim kanunu gündeme gelecek. Kanunla sanayimizde yeşil dönüşüm sürecini hızlandıracağız. Emisyon ticaret sistemi kurulmasına yönelik çalışmalar da devam ediyor. Karbon ayak izini azaltıcı her türlü yeniliği teşvik ederek sanayimizin dönüşümünü destekleyecek ve rekabet gücümüzü arttıracağız. Gerek yüksek teknoloji yatırım programımız, gerekse yatırım taahhütlü avans kredisi mekanizmamız sizlerin kullanımına açıktır. 30 milyar dolar bütçeyle desteklenen bu programla 8 öncelikli alandaki 30’dan fazla yatırım başlığında çok önemli imkânlar sunacağız. Yarı iletkenlerden, mobiliteye, yeşil enerjiden ileri imalata haberleşme ve uzaydan değer zinciri yatırımlarına kadar birçok sektör programdan faydalanacaktır.”
“TÜRKİYE’NİN AYDINLIK GELECEĞİNE YATIRIM YAPAN HERKESİN YANINDA OLDUĞUMUZU BİLMENİZİ İSTERİM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir hususu özellikle vurgulamak istediğini belirterek, şunları söyledi: “Biz iktidar ve ittifak olarak tüm planlarımızı 2028’e göre yapıyoruz. Milletin 14-28 Mayıs seçimlerinde verdiği yetkiyi sonuna kadar en güzel, en verimli şekilde kullanmanın çabasındayız. Muhalefetin kendi iç çekişmelerini perdeleme amacıyla gündeme getirdiği seçim tartışmalarını havanda su dövmek olarak görüyoruz. Türkiye’nin önünde her biri altın kıymetinde seçimsiz 3,5 yıl vardır. Ekonomide, savunmada, diplomaside, demokraside ve diğer alanlardaki hedeflerimize ancak bu 3,5 yılın hakkını vererek ulaşabiliriz. Bunun dışındaki her gündem lafügüzaftır, sahtedir, sanaldır. Sadece ve sadece ülkenin enerjisini tüketmeye dönük fuzuli hamlelerdir. Sizin de gelecek planlarınızı buna göre yapmanızda fayda olduğuna inanıyorum.”
Türkiye’nin siyasi istikrarı, nitelikli insan kaynağı küresel değer zincirlerindeki yükselen konumu, coğrafi avantajları ve güçlü ekonomik altyapısıyla, uluslararası doğrudan yatırımların merkezi olmaya devam edeceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu süreçte şunu lütfen unutmayın. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’miz 7 gün 24 saat sizlerin hizmetindedir. İlgili bakanlıklarımız da sizlere gereken desteği vermeye daima hazırdır. Türk ekonomisine güvenen, Türkiye’nin aydınlık geleceğine yatırım yapan herkesin yanında olduğumuzu ve olacağımızı bilmenizi isterim” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye ziyarette bulunan Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB Komisyonu Başkanı von der Leyen ile gerçekleştirdikleri ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Türkiye her iki terör örgütünü sahada bozguna uğratan tek ülkedir, yegâne NATO müttefikidir. Bu örgütlerin palazlanmasına kesinlikle müsaade etmeyeceğiz. Bölgemizin geleceğinde ne DEAŞ’a ne PKK ve türevlerine yer yoktur” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki baş başa görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi.
Türkiye’nin, AB ile üye ülkelerle temaslarının arttığı bir yılın geride bırakıldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önce Dışişleri Bakanım, beş yıl aradan sonra Avrupa Birliği Gayriresmî Dışişleri Bakanları Toplantısı’na iştirak etti. Ardından bizler, Sayın Başkan von der Leyen ile Budapeşte’de düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi’nde bir araya geldik. Gerek bu görüşmelerimizde gerek kurumlarımız arasındaki temaslarda hep şunu ifade ettik, AB üyeliği Türkiye için stratejik hedef olmayı sürdürüyor. Üyeliğimizin ülkemize olduğu kadar birliğe de önemli katkılar yapacağı açıktır” ifadelerini kullandı.
Son gelişmelerin Türkiye’nin kilit ülke konumunu daha da perçinlediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sayın Başkan ve heyetiyle görüşmelerimizin öncelikli gündemi aramızdaki ilişkileri canlandırmak için atılabilecek ortak adımlardı. Türkiye’nin üyelik perspektifini güçlendirecek yeni bir vizyon ortaya koymalarını beklediğimizi kendilerine ilettim. Ortak çıkarlarımızın bazı üyelerin kısır gündemlerine esir edilmemesi gerektiğini bir kez daha vurguladım” dedi.
Türkiye’nin AB ile iş birliğini kazan-kazan formülü ve karşılıklı saygı temelinde ilerletebileceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu minvalde Sayın Başkanın da yakın iş birliğine ve diyaloğa değer verdiğini memnuniyetle müşahede ettim. Sayın von der Leyen ile geçtiğimiz günlerde bir telefon görüşmemiz olmuştu. Bu görüşmede Türkiye’nin ve AB’nin, Suriye’nin istikrarına ve güvenliğine verdiği önemin altını çizmiştik. Bugünkü istişarelerimizde Suriye sahasındaki son gelişmeleri detaylıca ele aldık. Suriye’nin egemenliği ile toprak bütünlüğünün muhafazası başta olmak üzere katılımcı bir idarenin tesisi noktasında hemfikir olduğumuzu gördüm.
“SURİYE’NİN, AB İLE ULUSLARARASI KURULUŞLARIN DESTEĞİYLE AYAĞA KALKMASI LAZIM”
61 yıllık zulmün, baskının, karanlığın ardından yıkılan Baas rejimi geride kelimenin tam anlamıyla büyük bir enkaz bıraktı. Yaklaşık 1 milyon insanı katledilmiş, nüfusunun yarısı yerlerinden edilmiş, 13 yıldır süren çatışmalardan bitap düşmüş bir Suriye ile karşı karşıyayız. Suriye halkının bu ağır yükün altından tek başına kalkması mümkün değil. Suriye’nin komşularının, dost ve kardeş ülkelerin, AB ile uluslararası kuruluşların güçlü desteğiyle süratle ayağa kalkması lazım. Burada şunu çok net ifade etmek isterim, uluslararası toplum 13 yıl boyunca katliama uğrarken Suriye halkına maalesef yeterli desteği vermedi, veremedi. Şimdi bunu telafi etmek mümkündür. Bunun yolu da Suriye’nin inşa ve imar çabalarına destek olmaktan geçiyor. Bu anlayışla Şam Büyükelçiliğimizi 12,5 yıllık aranın ardından, cumartesi günü yeniden faaliyete geçirdik.”
Türkiye’nin Suriyeli kardeşlerinin yanında olmaya devam edeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii bu süreçte ülkenin terör yuvası olmaktan çıkarılması gerekiyor. Gerek DEAŞ gerekse PKK ve uzantılarıyla mücadele, görüşmemizde ele aldığımız hususların başında geldi. Türkiye, her iki terör örgütünü sahada bozguna uğratan tek ülkedir, yegâne NATO müttefikidir. Bu örgütlerin palazlanmasına kesinlikle müsaade etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Bölgenin geleceğinde ne DEAŞ’a ne PKK ve türevlerine yer olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biliyorsunuz, 13 yıllık bu insani buhran ve çatışma döneminde AB ile birçok projeyi hayata geçirdik. Birliğin, ülkemizin yükünü hafifletmek amacıyla sağladığı desteği, gönüllü geri dönüşleri kolaylaştırmak için çeşitlendirmesini bekliyoruz.”
“GAZZE’DEKİ İNSANİ DURUM DAHA DA KÖTÜLEŞTİ”
Bu desteğin Suriye’de temel altyapı yatırımlarını içerecek şekilde, orta ve uzun vadeli kapsamlı ve sürdürülebilir olmasının çok mühim olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Suriye’nin kuzey bölgelerinde bu alanda birçok faaliyetlerde bulunmuş bir ülke olarak birlikte çalışmaya hazırız. Görüşmemizde Sayın Başkana İsrail’in Gazze’deki mezalimi ile bölgedeki saldırganlığına artık bir son verilmesi gerektiğini de aktardım. Kışın gelmesiyle birlikte Gazze’deki insani durum daha da kötüleşti. Dün yine bir okulun hedef alındığı menfur bir katliam daha gerçekleşti. Bundan 13 ay önce ‘Ruhumun ruhu’ dediği üç yaşındaki torunu Rim’i, gözlerinden öperek cennete uğurlayan Halid Nebhan’ın dün şehit edildiğini öğrendik. Rabbim torunuyla birlikte cenneti ve cemali ile müşerref eylesin diyorum.
İsrail saldırılarında can veren 50 bin Filistinlinin neredeyse tamamını Rim ve dedesi gibi çocuklar, kadınlar, yaşlılar oluşturuyor. Sayın Başkan ile görüşmemizde Gazze’ye insani yardımların ulaştırılması ve kalıcı ateşkesin sağlanmasının önemine dikkat çektim. Avrupalı dostlarımızın, Netanyahu hükûmetine baskı yapmaları gerektiğini vurguladım. Ukrayna’da gecikmeksizin adil ve istikrarlı barışın sağlanmasına yönelik tespit ve görüşlerimizi paylaştım.”
Türkiye ve AB arasında her zamankinden daha güçlü ve kurumsallaşmış bir ilişkiye ihtiyaç olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aday ülke olarak biz bu iradeye sahibiz. AB Komisyonu’nun da Sayın von der Leyen ile gerekli iradeyi sergileyeceğine inanıyorum. İki gün sonra yapılacak Birlik Zirvesi’nde ilişkilerdeki tüm kısıtlamaları kaldıracak, askıya alınan yüksek düzeyli diyalogları canlandıracak, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi beklentimize cevap verecek ve vize serbestisi sağlanana dek vize süreçlerini hızlandıracak kararlar alınmasını temenni ediyorum. Bu vesileyle en kısa sürede Türkiye-Avrupa Birliği Zirvesi’ni yapmak suretiyle ilişkilerimizi, olması gereken seviyeye çıkarmayı ümit ediyorum” ifadelerini kullandı.
AB KOMİSYONU BAŞKANI VON DER LEYEN: “TÜRKİYE’NİN, BÖLGEYE İSTİKRAR GELMESİ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR ROLÜ VAR”
AB Komisyonu Başkanı von der Leyen basın toplantısında yaptığı açıklamada, Suriye’deki gelişmelerle ilgili olarak, “Türkiye’nin, bölgenin istikrarı için, bölgeye istikrar gelmesi için çok önemli bir rolü var. Terörizme karşı birlikte çok dikkatli olmalıyız. Özellikle de Doğu Suriye’de DEAŞ’ın yeniden canlanması riski var. Bunun olmasına izin veremeyiz. Türkiye’nin de meşru güvenlik endişelerine mutlaka cevap verilmesi ve bunların karşılanması gerekiyor. Aynı zamanda, tüm Suriyelilerin bütün azınlıklar dâhil olmak üzere güvende olmasını sağlamak gerekiyor” ifadelerini kullandı.
AB Komisyonu Başkanı von der Leyen, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Türkiye-AB ilişkilerini değerlendirme fırsatı bulduğunu söyleyerek, bu ilişkinin karmaşık olduğu kadar, zengin ve ileriye doğru devam ettiğine dikkati çekti.
AB KOMİSYONU BAŞKANI VON DER LEYEN: “AB, TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK TİCARET VE YATIRIM ORTAĞI”
AB Komisyonu Başkanı von der Leyen, “Aramızdaki ticaret 206 milyar avroya ulaştı ve bu bir rekor. Avrupa Birliği, Türkiye’nin en büyük ticaret ve yatırım ortağı” diyerek, niyetlerinin bunu daha da ileriye taşımak ve güçlendirmek olduğunu kaydetti. Türkiye ile ekonomi konusunda üst düzey diyalog mekanizması başlatılacağını duyuran AB Komisyonu Başkanı von der Leyen, AB yatırım bankasının Türkiye’de yeniden angaje olması için çalışmaların başlatılacağını anlattı.
AB Komisyonu Başkanı von der Leyen, Türkiye ile güncellenmiş bir gümrük birliği müzakereleri başlatmayı büyük bir istekle beklediğini belirterek, “Tabii ki burada ilerleme olacak. Ancak bunun için gerçekten güçlü bir çaba sarf etmek gerekiyor. Ticaret engellerine mutlaka değinmeliyiz” dedi.
Türkiye’nin göç yönetimi konusunda, Doğu Akdeniz rotasında son derece kilit bir ortak olduğunu vurgulayan AB Komisyonu Başkanı von der Leyen, “Bu çerçevede paylaştığımız öncelikler için birlikte çalışmalı ve sınır yönetimi, göçmen kaçakçılığıyla mücadele ve vize konularındaki çabalarımızı daha yoğunlaştırmalıyız” diye konuştu.
AB Komisyonu Başkanı von der Leyen, Suriyelilerin yönlendirdiği ve sahiplendiği bir siyasi dönüşümü desteklemek ve aynı zamanda bir aday ülke olarak Türkiye ile AB arasındaki ilişkiyi derinleştirmek için çok fazla şeye ulaşılabileceğine inandığını belirterek, ilerleyen zamanda bu çerçevede iyi iş birliğini devam ettirmeyi büyük bir istekle beklediğini dile getirdi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye Raylı Sistem Araçları AŞ (TÜRASAŞ) bünyesinde raylı sistem araçlarının geliştirilmesi ve mevcut üretim kapasitelerinin artırılması amacıyla 3 yeni fabrika kuracaklarını belirterek, “Eskişehir’de Milli Elektrikli Lokomotif İmalat ve Elektrik Sistemleri Fabrikası, Sakarya’da Milli Elektrikli Tren Seti İmalat ve Test Fabrikası, Sivas’ta ise Milli Raylı Sistem Araçları Parça İmalat Fabrikasının temelini 2025 yılında atacağız.” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 2025-2027 yılı yatırım programı kapsamında Türkiye Raylı Sistem Araçları AŞ (TÜRASAŞ) bünyesinde yerli ve milli lokomotif ve tren setleri üretim projelerinin geliştirilmesine ağırlık vereceklerini bildirdi. Bakan Uraloğlu, “Raylı sistem araçlarımız ile ilgili planlamalarımızı hazırlarken tasarım, proje ve üretim faaliyetlerinde teknik bilgi ve altyapıyı da geliştirerek yerlilik ve milliliği ön planda tutuyoruz. Bu sayede demiryollarında dışa bağımlılığı azaltmayı amaçlıyoruz” dedi.
Eskişehir, Sakarya ve Sivas’ta 3 Yeni Fabrika Kurulacak
Türkiye’nin raylı sistemler imalat sektöründe 100 yılı aşan tecrübe ve bilgi birikimiyle en büyük temsilcisinin TÜRASAŞ olduğunu vurgulayan Bakan Uraloğlu, “Türkiye’nin üreten gücü olmak için kararlılıkla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yerli ve milli imkanlarla geliştirdiğimiz Milli Yük Vagonu, Milli Elektrikli Tren setimiz ile çalışmaları devam eden Eskişehir-5000 Elektrikli Anahat Lokomotifi ve Milli Elektrikli Hızlı Trenimiz gibi projelerimizle demiryollarında modern ve yerli araçlarımızı çoğaltıyoruz. Bu atılımların kalıcı olması ise en büyük hedefimiz. 2025-2027 yılı yatırım programı kapsamında TÜRASAŞ bünyesinde raylı sistem araçlarının geliştirilmesi ve mevcut üretim kapasitesinin artırılması için 3 yeni fabrika kuracağız. Eskişehir’de Milli Elektrikli Lokomotif İmalat ve Elektrik Sistemleri Fabrikası, Sakarya’da Milli Elektrikli Tren Seti İmalat ve Test Fabrikası, Sivas’ta ise Milli Raylı Sistem Araçları Parça İmalat Fabrikasının temelini 2025 yılında atacağız.” ifadelerini kullandı.
TÜRASAŞ Güneş Enerjisi Santrali Kurulacak
TÜRASAŞ bünyesinde yerli ve milli raylı sistem araç üretimlerinin hızla devam ettiğini kaydeden Bakan Uraloğlu, “Üretim sırasında enerji verimliliğine ve ülkemizin enerji yoğunluğunu azaltma politikasına uygun şekilde çalışmaya dikkat ediyoruz. Bu kapsamda Sivas Bölge Müdürlüğümüzde bulunan fabrikalarımızın çatılarına güneş enerji santrali kurmak için bir proje hazırladık. Bu sayede fabrika çatılarına kurulan güneş enerji santralleri ile kendi elektriğini üreten, çevreye duyarlı ve rekabetçi üretim için büyük bir adım atacağız.” şeklinde konuştu.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.