Bizimle iletişime geçin

GÜNCEL

Anadolu’nun yöresel ve coğrafi işaretli ürünleri “HepsiTürkiye’den” programıyla satışa sunulacak

Haberler

on

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Hepsiburada desteğiyle hayata geçirilen “Hepsi Türkiye’den” programıyla coğrafi işaretli ürünlerin, e-ticaret yoluyla ülkenin her yerine ulaşabileceğini belirterek, “Kampanya döneminde sunulacak düşük komisyon, uygun reklam ve kargo anlaşmaları ile yerel üreticilerimize doğrudan destek olacağız” dedi.​

Hisarcıklıoğlu, Hepsiburada’nın TOBB ile gerçekleştirdiği yöresel ve coğrafi işaretli ürünleri Türkiye’nin dört bir yanına ulaştıracak “HepsiTürkiye’den” programının çevrim içi tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, Anadolu’nun 12 bin yıllık geçmişiyle onlarca medeniyete ev sahipliği yaptığını, binlerce yöresel ürünü bulunduğunu söyledi.

Bu değerlerin, ekonomiye kazandırılması gerektiğinin altını çizen Hisarcıklıoğlu, “Geçen yıl, dünyada coğrafi işaretli ürün pazarı yıllık 200 milyar dolara ulaştı. Bu pazardaki en büyük pay ise Avrupa Birliğinin (AB). Birliğin tarımsal gıda ihracatının yüzde 17’sini coğrafi işaretli ürünler oluşturuyor. Biz ne yazık ki bu işin önemini çok geç fark ettik. Esasında yöresel ve coğrafi işaretli ürünlerimiz bizim zenginliğimiz, milli değerlerimiz. Bu mirası korumak hepimizin görevi.” diye konuştu.

Hisarcıklıoğlu, TOBB olarak coğrafi işaretli ürünlerin tescil edilmesi ve ticarileştirilmesinin en önemli gündem maddelerinden birisi olduğuna dikkati çekerek, “Odalarımız ve borsalarımızla birlikte, yöresel değerlerin coğrafi işaretini alarak bunların katma değerini artırıyor, ticari değer kazandırıyoruz. Ayrıca üreticilerle perakendecileri bir araya getirerek, yerel ürünlerin ülke çapında pazarlanmasına ve satılmasına yardımcı oluyoruz. Odalarımız ve borsalarımızın yaptığı yoğun çalışmalar sayesinde tescile sahip olmayan hiçbir ilimiz kalmadı. 2020 yılı sonu itibarıyla koruma altına alınan 627 coğrafi işaretin 261’i, yani yüzde 42’si TOBB’a bağlı oda ve borsalarca tescil ettirildi.” değerlendirmesinde bulundu.

TOBB olarak oda ve borsaların AB nezdindeki coğrafi işaret başvurularında rehberlik ettiklerini dile getiren Hisarcıklıoğlu, AB’de Türkiye’nin 7 coğrafi işaretinin tescilli durumda olduğunu, 5’ini oda ve borsaların tescil ettirdiğini, 21 coğrafi işaret için ise AB’de başvuru aşamasına gelindiğini bildirdi.

Hisarcıklıoğlu, bunlarla yetinmeyeceklerini dile getirerek, şunları kaydetti: “Bugün lansmanını gerçekleştirdiğimiz yöresel ürünler programı ile coğrafi işaretli ürünler, artık sanal raflarda da yerini alıyor. Hepsiburada desteğiyle hayata geçirilen bu programla coğrafi işaretli ürünler, e-ticaret yoluyla tek tıkla ülkenin her yerine ulaşabilecek. Kampanya döneminde sunulacak düşük komisyon, uygun reklam ve kargo anlaşmaları ile yerel üreticilerimize doğrudan destek olacağız. Öte yandan oda ve borsalarımız ve Hepsiburada iş birliğiyle düzenleyeceğimiz ambalajlama, paketleme, markalaşma, satış-pazarlama ve fotoğraflama eğitimleri ile yerel üreticilerimizin dijitalleştirilmesine katkı sağlayacağız.”

– Coğrafi ürünlerde sahteciliğin önüne geçmek için bandrol uygulaması gelecek

Katılımcıların sorularını da yanıtlayan Hisarcıklıoğlu, tüketicilerin, denetimden geçmiş gerçek coğrafi ürünleri tüketmesini istediklerini kaydederek, “Şimdi de coğrafi işaretlerde sahteciliğin önlenmesi için denetim sistemini daha da etkinleştireceğiz. Bu ürünlere kopyalanamaz bir bandrol, sertifika yerleştireceğiz. Bununla ilgili çalışmalarımız devam ediyor.” ifadesini kullandı.

Hisarcıklıoğlu, e-ticaretin son yıllarda payı hızla büyüyen bir alışveriş kanalı olduğunu belirterek, 2020 yılında e-ticaret hacminin yüzde 66’lık artış gösterdiğini, salgın ile bu kanalın daha görünür hale geldiğini anımsattı.

– “Hedefimiz, ilk etapta 81 ilin 971 ilçesinin tamamında en az 1 yerel üreticiyi programa dahil etmek”

Hepsiburada Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan da 1 Temmuz’da Türkiye markası Hepsiburada’nın, Nasdaq’ta halka arz edilen ilk Türk şirketi olduğuna dikkati çekerek, “Aldığımız son derece olumlu tepkiler, tüm paydaşlarımızın Hepsiburada’ya gösterdiği teveccüh, mutluluğumuzu katlarken, sorumluluğumuzu da artırdı. Bu henüz bir başlangıç dedik ve iş ortağımız olan küçük ve orta ölçekli işletmelerimize ve müşterilerimize daha fazla değer yaratmak için çalışmalarımıza hız verdik. Ülkemizin yerel, sürdürülebilir kalkınmasına destek vermek amacıyla HepsiTürkiye’den Yöresel Ürünler Programı’nı başlatıyoruz.” dedi.

Türkiye’nin Hepsiburada’sı olarak, küçük ve orta boy işletmelerinin işlerini büyütmelerine fırsat sağlayan, onları yepyeni coğrafyalara taşıyan, ürünlerini ulaşmayı hiç hayal edemeyecekleri müşterileriyle buluşturan bir platform olmaya devam edeceklerini dile getiren Doğan, “KOBİ’lerimizle işimizi birlikte büyüteceğiz, birlikte dünyaya açılacağız. Ve umuyorum ki Nasdaq gibi dünyanın önde gelen finans ve teknoloji platformlarında çok da uzak olmayan bir gelecekte bu vizyonu paylaşan ve sürdürülebilir büyümeyi yakalayan başka Türk şirketlerini de göreceğiz.” görüşünü paylaştı.

Doğan, Hepsiburada’nın da 20 yıl önce yolculuğuna küçük bir işletme olarak İstanbul’da mütevazi bir apartman dairesinde başladığını hatırlatarak, “O günden bugüne ölçeğimiz, hızımız, erişimimiz çok gelişse ve değişse de iş anlayışımız, müşterimize yaklaşımımız, her bir ürünü teslim ederken ki duyduğumuz heyecan ve titizlik hiç değişmedi. Her zaman bir küçük işletme heyecanıyla ve girişimci ruhla hizmet vermeye özen gösterdik.” açıklamasında bulundu.

Kapsayıcılık ve sürdürülebilir büyüme adına bugün bir adım daha attıklarını belirten Doğan, TOBB destekleri ve iş birliğiyle HepsiTürkiye’den programını başlattıklarını dile getirdi.

Doğan, HepsiTürkiye’den, ölçeği ve içeriği açısından Türkiye’de bugüne kadar uygulamaya konan en kapsamlı yerel üretici dijitalleşme programı olduğuna işaret ederek, “Bu program ile daha önce e-ticaret yapmamış yöresel ürün üreten yerli üreticilerimize e-ticaret fırsatı sağlayarak, onlara Türkiye geneline erişim imkanı sunuyoruz. Hedefimiz, ilk etapta ülkemizin 81 ili ve 971 ilçesinin tamamında en az 1 yerel üreticiyi programa dahil etmek ve bu yolla yerel, sürdürülebilir kalkınma hamlesine katkıda bulunmak.” diye konuştu.

– Yerel üreticilere lansmana özel yüzde 1 komisyon

Yöresel Ürünler Programı’na katılan yerel üreticilere lansmana özel 10 bin liraya kadar yüzde 1 komisyon oranı uygulanacak. e-ticarete aşina olmayan satıcılar için özel eğitim programları düzenlenecek.

Hepsiburada ayrıca, TOBB’a bağlı 365 Oda ve Borsanın iş birliğinde içerik yönetimi, ürün girişi ve sipariş süreç yönetimi, 360 derece mağaza paneli, kampanya ve indirimlerin planlanması, satışları arttıracak öneriler gibi konularda ücretsiz eğitim desteği de sunacak. HepsiTürkiye’den Yöresel Ürünler Programı’na katılan yerel üreticilere 100 ürüne kadar ücretsiz fotoğraf çekimi desteği sunulacak, kurumsal fiyatlar üzerinden indirimli kargo imkanı tanınacak.​​​​​​​

Yöresinde üretim yapan vergi mükellefi KOBİ’ler, kadın girişimciler, kooperatifler, geleneksel Türk el sanatları üretimi yapan esnaf, HepsiTürkiye’den Yöresel Ürünler Programı’ndan ürünlerini satabilecek.

Hepsiburada iş ortağı olan yerel üreticiler, ardından pazaryerinde mağazasını açıp mağaza yönetim panelinden “Yöresel ürün satışı yapmak istiyorum” başlığı altından talep oluşturarak programa katılabilecek.

Halen Hepsiburada pazaryerinde mağazası olan KOBİ, yerel üretici veya girişimcilerinse, üretildiği yörenin karakteristik özelliklerini taşıyan yöresel ürünlerini satmak için satıcı paneli üzerinden talep oluşturmaları yeterli olacak.

DÜNYA

“Türkler, Araplar, Kürtler, Sünniler ve Aleviler olarak birbirimizin dostuyuz, kader ortağıyız”

Haberler

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “Bizler binlerce yıldır bu coğrafyada bir arada yaşamış, birlikte yaşamış, aynı kaderi paylaşmış insanlarız. İnşallah, ebediyen burada yan yana yaşamaya devam edeceğiz. Türkler, Araplar, Kürtler, Sünniler ve Aleviler olarak birbirimizin hamisiyiz, dostuyuz, kader ortağıyız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.

Toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Sözlerimin hemen başında 10 gün önce kavuştuğumuz Ramazan-ı Şerif’inizi bir kere daha tebrik ediyor, ruhlarımızı mesrur eden bu mübarek günlerin milletimizle birlikte İslam âlemine ve bütün insanlığa hayırlar getirmesini Cenabı Allah’tan niyaz ediyorum.

Ramazan ayı orucuyla, mukabelesiyle, teravihiyle her akşam adeta birer muhabbet sofrasına dönüşün iftar sofralarıyla ve daha nice güzellikleriyle hayatımızı tamamen kuşatan bir rahmet ve bereket mevsimidir.

Derviş Yunus’un; ‘Safa geldin izzet ile

Dahi azim nimet ile

Müminlere rahmet ile

Şehr-i Ramazan merhaba.’

Mısralarıyla selamladığı Ramazan-ı Şerif dayanışmamızı perçinlediğimiz, kardeşliğimizi yücelttiğimiz, paylaşmanın lezzetine erdiğimiz müstesna zamanlardır. Rabbim hepimize merhum Sezai Karakoç’un her yıl çağrıldığımız bir ruh şöleni dediği bu mutena ve mübarek günleri hakkıyla idrak ve ihya etmeyi nasip eylesin diyorum.

Ramazan’ın gelmesiyle birlikte günlük yaşantımızda bir hareketlenmenin, aile hayatımızda bir kaynaşmanın, toplumsal hayatımızda paylaşma ve yardımlaşma hasletlerinin zirveye çıktığını müşahede ediyoruz. Hamdolsun gerek belediyelerimiz, gerek kamu kurumlarımız, gerek vakıf ve derneklerimiz, gerekse hayırseverlerimiz sınırlarımız içinde ve dışında Ramazan’ın ruhuna uygun faaliyetler gerçekleştiriyor.

Türkiye Cumhurbaşkanı olarak Ramazan-ı Şerif’i ülkemiz ve gönül coğrafyamızda bir iyilik seferberliğine dönüştüren herkesi siyasi parti ayırmaksızın tüm yerel yönetimlerimizi, tüm sivil toplum kuruluşlarımızı içtenlikle tebrik ediyorum. Rabbimizin bir lütfu olarak bu Ramazan-ı Şerif’i geçen senelere göre daha huzurlu, daha sevinçli karşıladık, öyle de idrak ediyoruz.

Komşumuz Suriye’de 14 yıllık zulmün ardından kardeşlerimiz ilk kez Ramazan ayını üzerlerine bomba yağma korkusu duymadan geçiriyorlar. Aynı şekilde geçen Ramazan’ı İsrail’in vahşi saldırıları altında idrak eden Gazzeli kardeşlerimiz ateşkesin sağladığı kırılgan ortamda yıkıntıların arasında bile olsa 471 gün sonra rahat birer nefes alıyor. Suriye ve Gazze’deki kardeşlerimize bir kez daha muhabbetlerimizi, dayanışma mesajlarımızı yolluyoruz. Bu Ramazan’ın ülkemizle birlikte tüm bölgemizde ve ötesinde kardeşliğe, barışa ve huzura vesile olmasını yürekten temenni ediyoruz.

“BİRÇOK YERDE KİMİ ZAMAN ETNİK, KİMİ ZAMAN DA İNANÇ AYRIMI ÜZERİNDEN GERİLİM VE KARGAŞA ÇIKARILMAYA ÇALIŞILIYOR”

Burada şu noktayı da ifade etmeden geçemeyeceğim: Biz herkes için barış, herkes için istikrar dedikçe İslam coğrafyasının istikrarsızlığından beslenen güç odakları da boş durmuyor. Afrika’dan Asya’ya, Ortadoğu’dan Balkanlar’a kadar birçok yerde kimi zaman etnik, kimi zaman mezhebi, kimi zaman da inanç ayrımı üzerinden çatışma, gerilim ve kargaşa çıkarılmaya çalışılıyor. Bunun son örneğine komşumuz Suriye’de eski rejim artığı provokatörlerin mezhep kavgası çıkarmayı amaçlayan terör eylemlerinde şahit olduk. Ülkenin özellikle azınlıkların yaşadığı bölgelerinde patlak veren olaylarda Suriye ordusu mensuplarının yanı sıra, pek çok sivil de hayatını kaybetti. Maalesef bunların arasında teravih namazındın çıkarken kalleşçe şehit edilen kardeşlerimiz de var. Suriye hükûmet güçlerinin etkin müdahalesi sayesinde olayların büyük oranda kontrol altına alındığını, ancak sahadaki durumun hassasiyetini hâlen koruduğunu görüyoruz.

Öncelikle burada şunu açık açık söylemek isterim: Türkiye olarak Suriye’nin birliği, dirliğini, toplumsal barışını hedef alan her türlü saldırıyı terör ve tedhiş eylemini en güçlü biçimde lanetliyoruz. Ülkemiz aleyhine herhangi bir gelişmenin olmaması için gereken tedbirleri alıyoruz. Ayrıca gergin havanın süratle geride bırakılması için Suriye makamlarına gerekli telkinlerde bulunuyoruz. Cumhurbaşkanı Şara’nın mutedil ve yatıştırıcı olduğu kadar hukuk dışına çıkanların cezalandırılacağına dair kararlı mesajlarını olumlu karşılıyoruz. 8 Aralık’tan beri Sayın Şara rövanşizm tuzağına düşmeden kucaklayıcı bir politika izlemektedir. Bunun güçlenerek devam etmesi Suriye’ye yönelik oyunları bozacaktır. Suriye’nin on yıllardır hasretini çektiği kalıcı barış ve huzur ortamına bir an önce kavuşmasını samimiyetle arzu ediyoruz. Arap, Türkmen, Kürt, Dürzi, Nusayri demeden Suriye halkının tamamının basiretli davranarak ülkelerinin parçalanmasını ve istikrarsızlık batağına sürüklenmesini isteyenlere müsaade etmeyeceğine inanıyorum.

Şu hakikatin altını bugün tekrar çiziyorum: Bizler binlerce yıldır bu coğrafyada bir arada yaşamış, birlikte yaşamış, aynı kaderi paylaşmış insanlarız. İnşallah ebediyen burada yan yana yaşamaya devam edeceğiz. Türkler, Araplar, Kürtler, Sünniler ve Aleviler olarak bir birimizin hamisiyiz, dostuyuz, kader ortağıyız. Şayet biz tefrikayı kapımıza yaklaştırmazsak, Müslümanların kanından ve gözyaşından beslenenler hiçbir şey yapamaz. Ama birbirimize düşersek o zaman da bizi kimse koruyamaz. Bölgemizde huzura açılan kapının anahtarı ittihattır, vahdettir, acımızın da, sevincimizin de ortak olduğunun şuuruna varmaktır. Birlik ve beraberliğimiz ne kadar sağlamsa, kardeşlik kalemiz de o derece muhkem, o derece aşılmaz olacaktır.

“HANGİ MEZHEBE MENSUP OLURSA OLSUN HİÇ KİMSEYE FARKLI GÖZLE BAKMIYORUZ”

Suriye’deki yangını tam 14 yıldır ülkemize sıçratmaya çalışanlara da şunu tekrar hatırlatıyorum: Biz ne Irak’ta, ne Suriye’de, ne Lübnan’da, ne de diğer bölge ülkelerinde hiç kimsenin kökeniyle, diniyle, mezhebiyle, inancıyla ilgilenmiyoruz. Hangi mezhebe mensup olursa olsun hiç kimseye farklı gözle bakmıyoruz. Tüm insanları Hazreti Ali Efendimizin Aleyhissalatu Vesselam buyurduğu üzere; ya dinde kardeşimiz ya da yaratılışta eşitimiz olarak görüyoruz. Her kim Suriye’ye baktığında sadece mezhep, meşrep, köken görüyorsa kör bir taassuba hapsolmuş demektir. Her kim sırf meşrebinden dolayı zalime arka çıkıyorsa, insanlığa dair tüm değerlerini kaybetmiş demektir. Biz asla böyle olmadık, bundan sonra da olmayacağız. 1 milyon Suriyeli Baas rejimi tarafından katledilirken nerede duruyorsak, bugün de aynı yerde dimdik duruyoruz. Geçen sene seçim kazanmak uğuruna faşizmin en ilkel biçimi sergilenirken neyi savunuyorsak, bugün de aynı ilkeleri dirayetle savunuyoruz. Suriye konusunda kimse bize vicdan dersi veremez. Varil bombalarıyla, kimyasal silahlarla masum çocuklar öldürülürken 14 yıl boyunca susanlar bugün çıkıp bize hadsizlik edemez. Biz hem Suriye’de, hem de Gazze’de kardeşlik sınavımızı alnımızın akıyla vermiş bir hükûmetiz. Türkiye, insani ve ahlaki olarak ne yapılması gerekiyorsa dün olduğu gibi bugün de fazlasıyla yapmaktadır. Muhalefet, en azından böyle muhataralı bir konuda sorumlu davranmalı, fitne ateşine odun taşımaktan artık vazgeçmelidir.

Bakın çok açık ve net söylüyorum; Alevi canlarımızı kışkırtarak siyaset yapmak iç cephemizi sarsmayı hedef alan bir sabotaj girişimidir. Hele hele soykırımcı canilerden medet ummak, kelimenin tam anlamıyla mandacılıktır. Türkiye gibi Suriye de bağımsızlığını şehit kanlarıyla kazanmış özgür bir devlettir. Eski kötü günlerin hayalini kuranlar Allah’ın izniyle hüsrana uğrayacaktır.

“SURİYE’NİN TÜM ETNİK VE MEZHEBİ UNSURLARIYLA HUZURA ERMESİ İÇİN HER TÜRLÜ DESTEĞİ SUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Bir başka önemli husus ise şudur: Türkiye, 40 yıldır başına bela olan bir musibetten kurtulmaya çalışırken yeni fay hatları oluşturmanın ülke düşmanları dışında kimseye faydası olmaz. Milletçe iç cephemizde gedik açılmasına eyvallah diyemeyiz. Yakın çevremizde yıllardır oynanan kirli oyunu Türkiye’de de sahnelemek isteyenlere 14 yıldır olduğu gibi yine fırsat tanımayacağız. Yeni süreçte komşumuz Suriye’nin toparlanması, toprak bütünlüğünü ve üniter yapısını koruması, tüm etnik ve mezhebi unsurlarıyla huzura ermesi için elimizden gelen her türlü desteği sunmaya devam edeceğiz. Ülkemiz toprakları üzerinde ameliyat yapılmasına nasıl izin vermediysek, Suriye’de de kadastro mühendisliğine asla rıza göstermeyeceğiz.

Son Kabine toplantımızdan bu yana yine yoğun bir gündemle milletimize karşı mesuliyetlerimizi en güzel şekilde ifa etmeye çalıştık. 24 Şubat’ta Ürdün Haşimi Krallığı Veliaht Prensi Hüseyin bin Abdullah’ı Külliyemizde misafir ettik. Kuzey Makedonya Başbakanı Sayın Mickoski ve heyetini İstanbul’da misafir ederek ülkelerimiz arasında Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi kurulmasını kararlaştırdık.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın Aliyev’in 5 Mart’taki ziyaretinde Iğdır-Nahçıvan doğal gaz boru hattının açılışını gerçekleştirdik. Boru hattı sayesinde Nahçıvan’ın doğal gaz ihtiyacının tamamını asgari 30 yıl süresince karşılayacağız. Ayrıca, İlham kardeşimle Ermenistan’la barış müzakereleri başta olmak üzere pek çok mühim konuyu istişare ettik.

Cuma günü video konferans vasıtasıyla katıldığımız Avrupa Birliği Fikirdaş Ülkeler Çevrimiçi Toplantısı’nda güvenlik ve savunma konularını ele aldık.

“AB İLE ORTAK ÇIKARLAR TEMELİNDE TAM ÜYELİK HEDEFİNE ODAKLANAN BİR BAKIŞ AÇISIYLA İLİŞKİLERİMİZİ GELİŞTİRMEK İSTİYORUZ”

Son dönemde özellikle Ukrayna bağlamında yaşanan tartışmaların birlik üyesi ülkelerde endişe ile karşılandığı görülüyor. Avrupa Birliği doğrusunu söylemek gerekirse yakın zamandaki en büyük güvenlik sınamalarından birini yönetmeye çalışıyor. Rusya-Ukrayna Savaşında Türkiye’nin ilk günden itibaren izlediği dengeli, tutarlı ve ilkeli tutumunun kıymeti bugün daha iyi anlaşılıyor. Rusya’sız veya Ukrayna’sız bir barışın asla kalıcı olmayacağını her fırsatta vurguluyoruz. Avrupa Birliği ile ortak çıkarlar temelinde karşılıklı saygıyı esas alan tam üyelik hedefine odaklanan bir bakış açısıyla ilişkilerimizi geliştirmek istiyoruz. Köprüden önce son çıkışın Türkiye olduğunu bir kez daha kendilerine hatırlatıyoruz. Avrupalı dostlarımızın yeniden şekillenen dünyada yeni Türkiye’nin rolünü kavramaları, stratejilerini de buna göre belirlemeleri temennimizdir. Bu anlayış birliği tesis edildikten sonra Türkiye ile Avrupa arasındaki münasebetlerin her alanda hızla serpileceğine inanıyorum.

Geride bıraktığımız iki haftalık dönemde yabancı kabullerimizin yanı sıra, iftar programlarımızla da milletimizle buluşmaya devam ettik. Şehit ailelerimizden ülkemizdeki büyükelçilere ve yabancı misyon temsilcilerine, polis, jandarma, sahil güvenlik ve güvenlik korucularımızdan esnaf ve sanatkârlarımıza pek çok kesimle iftarlar vesilesiyle bir araya geldik.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle İstanbul’da düzenlenen iftar programında hanım kardeşlerimizle son 22 yılın muhasebesini yaptık. İhdas ettiğimiz Kadının Güçlenmesi Koordinasyon Kurulu ve İl Koordinasyonu Kurullarının önemli bir ihtiyacı gidereceği kanaatindeyim. Kadınları bir vitrin süsü veya siyasi şov malzemesi olarak görenlere inat hanım kardeşlerimizi her alanda destekleyip teşvik etmeyi, kadınların yanında olmayı bundan sonra da çok güçlü bir şekilde sürdüreceğiz.

“SANAYİDE ÇARKLAR DÖNÜYOR, İSTİHDAM ORANLARIMIZ YÜKSELİYOR”

Geride bıraktığımız dönemde ekonomide umut verici haberler aldık. 2024’te yüzde 3,2’lik büyümeyle G-20 ülkeleri arasında 4. sıraya yerleştik. Millî gelirimiz 1,3 trilyon doları, kişi başı gelirimiz ise 15 bin doları geçti. Yatırımlar ve ihracatın rüzgârını arkamıza alarak bu yıl daha da güçlü bir büyüme sergileyeceğiz. Merkez Bankamızın rezervleri 165 milyar doları aştı. 6 Şubat depremlerinin yaralarını sarmak için harcadığımız 75 milyar dolara rağmen bütçe açığında sıkıntılı bir durumla karşılaşmadık, hatta bu alanda gelişmekte olan ülkelerden bile daha iyi konumdayız. Geçtiğimiz yıl cari açığımızı millî gelirimizin binde sekizine indirdik. Borç yükümüz hafifledi, risk primimiz düştü, reel sektörün ekonomiye olan güveni yükselmeye başladı. Sanayide çarklar dönüyor, istihdam oranlarımız yükseliyor, Mayıs 2023’ten beri ise 1 milyondan fazla yeni istihdam oluşturduk. Erkeklerde işsizlik oranı yüzde 6,5 ile tarihin en düşük seviyesine indi.

Enflasyonla mücadelede de önemli mesafe aldık. Şubat ayında enflasyon yüzde 39’a geriledi. Enflasyondaki düşüş özellikle yılın geri kalanında da devam edecek. Geçmiş hükûmetlerimiz döneminde başardığımız gibi inşallah enflasyonu yine tek haneli rakamlara indireceğiz. Enflasyondaki düşüş hızlandıkça vatandaşlarımızın alım gücü de artacaktır.

Hem doğum yardımları, hem de emeklilerimizin bayram ikramiyeleri ile ilgili teklifimiz bugün grubumuz tarafından Meclis Başkanlığımıza sunulmuştur. Geçmişte ülkemize ağır faturalar ödeten popülizme tevessül etmeden bu süreci başarıyla yöneteceğiz.

“SADECE BUGÜNÜ DEĞİL, ÜLKEMİZİN YARINLARINI DA İNŞA EDİYORUZ”

Biz muhalefetten farklı olarak kendimizi değil, milletimizi düşünüyoruz. Sadece bugünü değil, ülkemizin yarınlarını da inşa ediyoruz, geleceğin büyük ve güçlü Türkiye’sinin siluetini oluşturuyoruz. Önümüzde aşmamız gereken engeller bulunduğunun farkındayız. Allah’ın yardımı, milletimizin de desteğiyle inşallah bunların da mutlaka üstesinden geleceğiz.

Terörsüz Türkiye ifadesinde vücut bulan hedeflerimize süratle ulaşmak için yoğun bir gayret içerisindeyiz. 40 yıldır milletimizin fertleri arasında kandan ve acıdan bir duvar ören terör musibetinin ortadan kalkması için çok hassas çalışmalar yürütüyoruz. Amacımız, bölgemizde ve dünyada yeni bir denklem kurulurken Türkiye’yi buna en iyi şekilde hazırlamaktır.

Dış politikada son haftalarda yaşanan tartışmalar artık hiçbir şeyin eskisi gibi devam etmeyeceğini göstermiştir. Daha açık bir ifadeyle, kural ve hukuk temelli olduğu iddia edilen küresel sistem çöküş evresine girmiştir. Uluslararası nizama balyozu en sert vuranlar ise sistemin banileridir. Filistin, Lübnan ve Ukrayna başta olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde sarsıntının seslerini hepimiz duymaktayız. Hemen herkes artık geri dönüşü olmayan bir yola girildiğini kabul ve ikrar ediyor. Eski sistemden çıkar sağlayanların kaygısının temel sebebi işte budur. Biz de tüm stratejilerimizi buna göre şekillendiriyoruz. Gelecek asrımızın nasıl olacağını belirleyecek yeni mücadele dönemine her açıdan idmanlı girmeyi hedefliyoruz. Sırtımızdaki yüklerden kurtulmuş, ayağımızdaki prangaları parçalamış bir şekilde yeni dönemi karşılamak niyetindeyiz. Terörsüz Türkiye hedefimiz tüm unsurlarıyla gerçekleştiğinde 85 milyon olarak küresel rekabette çok büyük bir avantaj elde edeceğiz. Ne yapıyorsak işte bu vizyonla yapıyoruz, hangi adımı atıyorsak bir an önce bu hedefe varmak için atıyoruz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum.”

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

OKUMAYA DEVAM ET

DÜNYA

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü İftar Programı’nda konuştu

Haberler

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü İftar Programı”nda yaptığı konuşmada, “Bizim inanç ve medeniyet değerlerimize göre kadın, gerek ailenin gerekse toplumun omurgasıdır. Tarihimize şöyle bir baktığımızda, dönüm noktalarında hep kadınlarımızın yer aldığını görürüz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen “8 Mart Dünya Kadınlar Günü İftar Programı”na katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, programda bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı başta olmak üzere, organizasyonda emeği geçen tüm kurumlara teşekkür etti.

Katılımcıların Ramazan-ı Şerif’ini tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Katılımlarıyla iftar soframızı şereflendiren siz hanımefendilere şükranlarımı sunuyorum. Ramazan-ı Şerif’in milletimiz, âlemi İslam ve tüm insanlık için hayırlar getirmesini, ecirlerimizin katlanarak artmasına vesile olmasını Rabb’imden niyaz ediyorum” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünün aynı zamanda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü olduğunu hatırlatarak, “Bu salondaki hanım kardeşlerimizden başlayarak, ülkemizin ve tüm dünya kadınlarının 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü şahsım, eşim adına tebrik ediyorum. Filistin’de, Suriye’de, Yemen’de, Libya’da, Somali’de, Afrika’da, Asya’da, Türkistan’da ve gönül coğrafyamızın farklı köşelerinde hayat ve haysiyet mücadelesi veren tüm kadınlara, tüm annelere, tüm hanım kardeşlerime buradan bir kez daha dayanışma mesajlarımızı iletiyorum” ifadelerini kullandı.

“TERÖR BELASINI BU MİLLETİN BAŞINDAN TAMAMEN DEFETMEK İÇİN ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Zulme karşı kahramanca direnen, soykırım şebekesinin katliamlarına rağmen zaferi ilmek ilmek dokuyan Gazze’nin yiğit kadınlarını, ülkedeki bütün kadınlar adına saygıyla selamladığını ve her birini tebrik ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gözü gibi bakıp büyüttükleri kahraman evlatlarını kara toprağa veren şehit annelerimize, vatan topraklarının her karışını al kanlarıyla boyayan aziz şehitlerimizin emaneti olan vakur eşlerine Cenabı Mevla’dan sabırlar diliyorum. Nasıl bugüne kadar onlara mahcup olmadıysak inşallah bundan sonra da şehitlerimizin kahraman annelerine ve eşlerine mahcup olmayacak, terör belasını bu milletin başından tamamen defetmek için çalışmaya, uhdemizde bulunan tüm araçları bunun için kullanmaya devam edeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Terörün karanlık ve kanlı gölgesinin ülkemizin ve bölgemizin üzerinden çekildiği, kardeşliğin egemen olduğu o huzurlu güvenli, müreffeh günleri inşallah, hep beraber göreceğiz. Kadınlar Günü’nde ilk fethin o çileli, ihtişamlı, kutlu günlerinden bugüne kadar milletimizin istiklal ve istikbali uğruna can veren tüm kadın şehitlerimizi kemal-i edeple yâd ediyorum. Başta merhum anneciğim olmak üzere, ebedî âleme irtihal etmiş tüm annelerimize Rabb’imden rahmet ve mağfiret niyaz ediyorum. Nice zorluğa göğüs gerip bu vatan için cesaretli, şuurlu, bilgili, vicdanlı ve ahlaklı evlatlar yetiştiren tüm annelerimizin ellerinden öpüyorum.”

Yine bu anlamlı günde, AK Parti çatısı altında yaklaşık çeyrek asırdır omuz omuza yol yürüdüğü, her biri dava ve mücadele arkadaşı olan partinin kadın kollarını da saygıyla selamladığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Merhum Erdem Bayazıt ağabeyin ‘Kadınlar bilirim ülkeme ait. Yürekleri Akdeniz gibi geniş, soluğu Afrika gibi sıcak.’ dediği ülkemin yiğit kadınlarına, kıymetli yol ve dava arkadaşlarıma bugün bir kez daha teşekkür ediyorum. Son olarak değerli eşimin ve sevgili kızlarımın da Kadınlar Günü’nü tebrik ediyor, bu anlamlı günün tüm kadınlar için hayırlara vesile olmasını diliyorum” diye konuştu.

“TARİHİMİZE BAKTIĞIMIZDA, DÖNÜM NOKTALARINDA HEP KADINLARIMIZIN YER ALDIĞINI GÖRÜRÜZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, inanç ve medeniyet değerlerine göre kadının gerek ailenin gerekse toplumun omurgası olduğunu söyledi.

Tarihin dönüm noktalarında hep kadınların yer aldığının görüldüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nene Hatunlar, Halime Çavuşlar, Şerife Bacılar, Kara Fatmalar, Binbaşı Ayşeler… Şimdi artık tuğgenerallerimiz de var. Binbaşı Ayşeler ve daha niceleri kimi zaman cephe gerisinde kimi zaman en ön safta bu millet için canlarını ortaya koydular. Kadınlar, zor zamanlarda sergiledikleri dirayetli tavırlarıyla, yetiştirdikleri yiğit ve yürekli evlatlarla, medeniyetimize yaptıkları eşsiz katkılarla evlerimizde huzurun, vatanımızda dirliğin, milletimizin fertleri arasında birliğin teminatı oldular” ifadesini kullandı.

Ne 15 asırlık İslam tarihinin ne de binlerce yıllık Türk tarihinin kadınları dışlayarak yazılmasının mümkün olmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Hazreti Hatice validemiz ve Hazreti Ayşe annelerimiz İslam medeniyetinin birer kutup yıldızı olarak isimlerini hafızalara ve mümin gönüllere nakşetmişlerdir. Aynı şekilde Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi’yi rahmetle yâd ederken, onun muhterem eşi Bala Hatun’u nasıl unutabiliriz? Orhan Gazi’ye gösterdiğimiz hürmeti onun kıymetli refikası Nilüfer Hatun’dan nasıl esirgeyebiliriz.”

Osmanlı tarihinde en az padişahlar kadar onların eşleri ve annelerinin de devlet yönetiminde rol oynadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet döneminde de Fatma Aliye Topuz, Halide Edip Adıvar, Safiye Ali, Satı Kadın gibi pek çok kadının, yaşadıkları yıllara damga vurduğunu belirtti.

“BATI’DAN BİLE ÖNCE KADINLAR, ÜLKEMİZDE 1934 YILINDA SEÇME VE SEÇİLME HAKKINA KAVUŞMUŞTUR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şurası da dikkate değerdir. Batı’da kadın hakları gündemde bile yokken bizde 1843 yılından itibaren kadınlar resmî olarak da çalışma hayatında yer almaya başlamışlardır. Kadınlara devlet memuriyetinde görev alma hakkı 1913 yılında verilmiştir. 1917’de yayımlanan Aile Hukuku Kararnamesi bir başka önemli hamledir. Batı’dan bile önce kadınlar, ülkemizde 1934 yılında seçme ve seçilme hakkına kavuşmuştur. Her ne kadar bu hakkın kullanımında özellikle darbe dönemlerinde çeşitli engellerle karşılaşılsa da yasal olarak bu imkâna sahip olmuşlardır” dedi.

Güçlü müktesebattan aldıkları ilhamla göreve geldikleri ilk günden itibaren kadınların her alanda önlerini açmaya, haklarını teslim etmeye çalıştıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 22 yılda kadınlarla ilgili attıkları adımları hatırlattı.

2003 yılında aile mahkemelerini kurduklarını, yeni iş kanunu ile işçi-işveren ilişkilerinde cinsiyet bazlı ayrımcılığa son verdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2004’te Anayasa’nın 10. maddesinde yaptıkları eklemelerle kadın-erkek eşitliğini güvence altına aldıklarını dile getirdi.

“YENİ KURULLARIMIZLA KADINLARA YÖNELİK HİZMETLERİN DAHA ETKİN YÜRÜTÜLMESİNİ AMAÇLIYORUZ”

2005 yılında Belediyeler Kanunu kapsamında nüfusu 50 bini geçen belediyelere kadın ve çocuklar için konukevleri açma zorunluluğu getirdiklerini, 2007’de kadına yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planı’nı devreye aldıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “2008’de yaptığımız düzenlemelerle, kadınlarımıza doğum, sağlık ve emeklilik gibi konularda yeni haklar tanıdık. Ağır engelli çocuk sahibi olan annelerimizi erken emeklilik imkânına kavuşturduk. Eğitimde, iş hayatında, karar alma mekanizmalarında fırsat eşitliğini tam ve gerçek anlamda sağlamak üzere ülkemiz için bir utanç vesikası olan başörtüsü yasağını bir daha geri gelmemek üzere kaldırdık. Böylece kadınların seçilme ve çalışma haklarını da özgürce kullanmasını temin ettik. 2010’da anayasamıza kadınlar için eşitlik ilkesine dayalı pozitif ayrımcılığı ekledik. 2012’de 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’u ülkemiz hukuk sistemine kazandırdık.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şiddet mağduru kadınlara yönelik 2013’te çeşitli düzenlemeler yaptıklarını, kadınların ağır ve tehlikeli işlerde çalışmasının önüne geçtiklerini, ceza kanununda yaptıkları değişiklikle de cinsel suçların cezalarını önemli ölçüde artırdıklarını vurguladı.

2016’da Gelir Vergisi Kanunu’nda yaptıkları düzenlemelerle doğum, ebeveynlik, evlat edinme gibi durumlarda kadınların haklarını genişlettiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2018’de Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nı yayımladıklarını ve KADES uygulamasını hayata geçirdiklerini söyledi.

Kadın ve erkek eşitliğine duyarlı planlama ve bütçeleme projesini de 2020 yılında başlattıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aile İçi Şiddetle Mücadele İhtisas Mahkemelerini kurduklarını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2022’de kanun düzeyinde yaptıkları değişikliklerle kadına yönelik suçların cezasını artırıp caydırıcılığı güçlendirdiklerini, şiddet önleme ve izleme merkezleri, kadın konukevleri ve sosyal hizmet merkezlerinde bulunan şiddetle mücadele irtibat noktaları ile kadına şiddetle mücadeledeki kurumsal kapasiteyi önemli oranda artırdıklarını ifade etti.

Kadınlara yönelik çalışmalarının aynı hassasiyetle devam ettiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün yayımladığımız Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile Kadının Güçlenmesi Koordinasyon Kurulu ve il koordinasyon kurullarını kurduk. Yeni kurullarımızla kadınlara yönelik hizmetlerin daha etkin yürütülmesini amaçlıyoruz. Yeni ihdas ettiğimiz koordinasyon kurullarımızın tüm kadınlar için hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Kadın kooperatiflerini güçlendirerek hanım kardeşlerimizin el emeği, göz nuru ürünlerini yerel sektörlerden uluslararası alana taşıyoruz. Geniş kapsamlı eğitim ve finansman programları ile kadın girişimciliğini destekliyoruz. Küresel bir sorun olan kadına yönelik şiddeti siyaset üstü bir anlayışla ele alıyor, sıfır tolerans ilkesiyle mücadelemizi yürütüyoruz” diye konuştu.

“6284 SAYILI KANUN, ŞİDDETLE MÜCADELE KONUSUNDA İHTİYAÇ DUYULAN HER TÜRLÜ CEZAYI BARINDIRIYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin, özellikle ana muhalefet partisinin İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili iddialarının hiçbir temelinin bulunmadığını belirtti.

Kadıköy Belediyesi Meclis 1. Başkanvekili Ahmet Kurtuluş’un dünkü belediye meclisi toplantısında, AK Parti Grup Başkanvekili Elif Lale Bilgili’ye yönelik sözlerine ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte bugün Kadıköy Belediyesinde belediye meclis üyesi, AK Partili bayan arkadaşımızın sözünü kestiler, hakaret ettiler ve meclis başkanı aynı zamanda kalkıp aynen Amerika’da olduğu gibi ‘Şu kadını atın dışarı.’ diyebildi. 6284 Sayılı Kanun şiddetle mücadele konusunda ihtiyaç duyulan her türlü imkânı, yaptırımı, cezayı zaten en güçlü şekilde barındırıyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için “Sözleşme değil, kanun yaşatır” dediklerini ifade ederek şunları söyledi: “Meclis kürsüsünden ahkâm kesenlere de sadece şunu tavsiye ediyoruz. Şayet gerçekten kadına yönelik şiddetle mücadele etmek istiyorsanız öncelikle parti teşkilatlarınızı ve yönettiğiniz belediyeleri içten içe çökerten taciz, tecavüz ve ahlaksızlık vakalarına bir el atın. Kadına yönelik şiddete karşı farkındalığı artırmaya herkesten evvel kendi kadrolarınızdan, kendi belediyelerinizden başlayın. Kadınları mağdur eden yasakların kalkmaması için mahkeme mahkeme dolaşan ana muhalefet partisinin genel başkanı kadın düşmanı arıyorsa sağa sola sataşmasın, gitsin önce aynaya baksın, partisinin kötü siciliyle yüzleşsin. Sonra da çıkıp yıllarca mağduriyetine sebep oldukları başörtülü kadınlardan özür dilesin.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Dün meclis üyesi hanım kardeşimize yönelik sergilenen küstahlık ve faşizm, 28 Şubat zihniyetinin CHP’de hâlâ devam ettiğini bir kez daha göstermiştir. Kadınlara had bildirme edepsizliği bir CHP geleneğidir. CHP’nin genlerine işlemiştir. Aradan geçen onca süreye rağmen hiç değişmemiştir. Dün tekrar görüldüğü üzere, CHP kadın düşmanı bir partidir. CHP, kadınların fikirlerini özgürce ifade etmesine tahammülü olmayan, baskıcı, nobran, faşist bir siyasi teşekküldür. CHP kadın düşmanlığıyla maruf zihniyetinden ne kadar erken kurtulursa, bünyelerindeki rezillikleri ne kadar kısa sürede temizlerse hem ülkemiz hem de kadınlar için büyük bir iyilik yapmış olur. Bunu yapmadan söyledikleri her söz boştur, mugalatadır. Sadece havanda su dövmekten ibarettir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Aslında grup kürsüsünde kurduğu cümlenin daha buharı tüterken, bizzat kendi belediye başkanı tarafından tekzip yiyen bir şahsa ne dersek boş. Lideri olduğu partide sözünün değeri olmayan bir genel başkanın, millete itibarının olması zaten mümkün değildir. Sayın Özel, siyasette kendini geliştirmek yerine belediye başkanlarının yolsuzluklarını aklamaya mesai harcadıkça daha çok yalanlanır, partisinde ve kamuoyunda kendini daha çok gülünç duruma düşürür. Ülkenin her meselesinde olduğu gibi kadın konusunda da bilindik ezberleri tekrarlayanlara daha fazla sözü israf olarak görüyor, onları hezeyanlarıyla, ayak oyunlarıyla, koltuk kavgalarıyla baş başa bırakıyoruz. Muhalefet ne derse desin, biz doğru bildiğimizi yapmaya devam edeceğiz.”

“TÜM YEREL YÖNETİMLERİN EL BİRLİĞİ İÇİNDE ÇALIŞMASI GEREKİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün akşam Konya’da sahipsiz köpeklerin saldırısı sonucu vefat eden 2 yaşındaki Rana El Selci’ye Allah’tan rahmet, kederli ailesine, özellikle acılı annesine ve babasına Allah’tan sabır niyaz etti.

Böyle bir vahşetin 2025 Türkiye’sinde yaşanmasının hiçbir izahı olamayacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Muhalefetin ve çeteleşmiş kimi yapıların tüm engellemelerine rağmen başıboş köpek sorununu çözmek amacıyla ağustos ayında çıkardığımız yasanın uygulamasını temin içinde kararlı adımlar atıyoruz. Ancak tedbir alınmadıkça büyüyen bu sorunun çözümü noktasında muhalif, iktidar fark etmeksizin tüm yerel yönetimlerin el birliği içinde çalışması gerekiyor. Maalesef muhalefet cenahında yasaya karşı direnç hâlen devam ediyor. İnşallah bunun da üstesinden gelecek, anaların öpüp koklamaya doyamadığı ciğerparelerinin sahipsiz köpekler tarafından katledilmesinin önüne geçmek için ne gerekiyorsa yapılmasını temin edeceğiz. Hepimizin yüreğini dağlayan dünkü olayla ilgili başsavcılığımız soruşturma başlatmış, ayrıca mülkiye müfettişlerimiz görevlendirilmiştir. Rana yavrumuza bir kez daha yüce Allah’tan rahmet, aile başsağlığı diliyorum.”

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, konuşmaların ardından günün anısına Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’a hediye takdim etti.

GENÇ GAZETECİLER İSTANBUL

OKUMAYA DEVAM ET

DÜNYA

“Türkiye’nin 22 yıldır sürdürdüğü bağımsızlık mücadelesinde esnaflarımızı daima yanımızda bulduk”

Haberler

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar İftar Programı”nda yaptığı konuşmada, “Türkiye’nin 22 yıldır sürdürdüğü ekonomik bağımsızlık mücadelesinde sizleri daima yanımızda bulduk. Her dönemde ortalığa dökülen felaket tellallarına rağmen, Türkiye’nin ekonomik potansiyeline ve geleceğine yürekten inandınız. Ülkemizin bugünlere gelmesinde esnaflarımızın oynadığı rolü her zaman takdirle karşıladığımızı bilmenizi istiyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Yenikapı Kadir Topbaş Gösteri ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen “Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar İftar Programı”na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, esnaf ve sanatkârlarla Ramazanın manevi ikliminde bir araya gelmenin ve hasret gidermenin bahtiyarlığını yaşadığını söyledi.

Türkiye’nin dört bir yanındaki 2 milyon 250 bini aşkın esnaf ve sanatkârın tamamına selamlarını, sevgilerini gönderdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ticaret Bakanlığı başta olmak üzere, gönüllerin birleştirildiği bu programın düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür etti.

“ECDADIMIZ, MEDENİYETİMİZİN EN SAĞLAM TEMELLERİNİ AHİ TEŞKİLATIYLA ATMIŞTIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Esnaf ve sanatkârlık, her şeyden önce emek ve bereket gerektirir. El emeğinin göz nuruyla buluşması demektir, sanat ve zanaatın rızka vesile olması demektir. Esnaf ve sanatkârlık, alın teri dökerken kul hakkını gözetmek, nizam ve geleneği muhafaza etmek demektir. Dayanışmayı, saygıyı, diğerkâmlığı ön planda tutmak demektir. Bin yıldır var olduğumuz bu toprakları alın teriyle, emeğiyle yeşerten, Anadolu’yu bizlere vatan eyleyen ecdadımız, medeniyetimizin en sağlam temellerini Ahi teşkilatıyla atmıştır” diye konuştu.

Geçmişte mesleğe başlayan esnaf ve sanatkârların Ahilik yemininin bugün de ticaret erbabına rehber olması gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Bu yeminle esnaf ve sanatkârlarımız çalışmayı ibadet sayan bir anlayışla işini yapacağına, hakkın rızasını gözeterek halka hizmet edeceğine, cömertlik, doğruluk, dürüstlük, hoşgörü, güven, sevgi, sabır, dostluk, fedakârlık, adalet, kanaatkârlık ilkelerine ve komşuluk hukukuna bağlı kalacağına, eline, beline, diline, gözüne sahip çıkacağına, ölçü ve tartıda doğruluktan şaşmayacağına, kul hakkını gözeterek kimseye haksızlık yapmayacağına, helalinden kazanıp haram lokma yemeyeceğine, namusu, izzeti, onuru ve elbette kutsal değerleri üzerine söz verirlermiş.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahiliğin özünü tarif eden bu ahlaki değerlerle ticaret yapan, evlatlarına bırakacağı en büyük mirası “helalinden kazanmak” olarak gören tüm esnafla iftihar ettiklerini söyledi.

“ESNAF VE SANATKÂRLARIMIZ NE KADAR GÜÇLÜ OLURSA DEVLET VE MİLLET OLARAK BİZ DE ZEMİNE O DERECE SAĞLAM BASARIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahilik kültürünün devam etmesi, ekonomik, sosyal ve ticari hayatın varlığını sürdürmesi için samimiyetle çalışan meslek odalarına ve birliklere, ülke ve millet adına teşekkür etti.

Ahilik yeminindeki umdelere dört elle sarılarak millî benlikte vücut bulmuş bu kültürü ilelebet yaşatacaklarına yürekten inandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siyasete atılmadan evvel hem ücretli olarak çalışmış hem kendi işini yapmış bir kardeşiniz olarak esnaflığın ne demek olduğunu çok iyi bilirim. Şurası bir gerçek ki esnaf ve sanatkârlarımız ne kadar güçlü olursa devlet ve millet olarak biz de zemine o derece sağlam basarız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, esnaf kendini ne kadar güvende hissederse, milletin de kendini o kadar huzurlu hissedeceğini kaydetti.

“ESNAF, BU MİLLETİN BİRLİK VE KARDEŞLİĞİNİN TEMİNATIDIR”

Esnafın sadece mal alıp satan, tüccarlık yapan, hayatını ticaretle kazanan kişi olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Esnaf, bu ülkenin taşıyıcı kolonudur. Esnaf, bu milletin birlik ve kardeşliğinin teminatıdır. Esnaf, ticari hayatımızın lokomotifi, öncüsü, en önemli unsurudur. Tarih boyunca milletimiz ne zaman dara düşmüşse, imdadına ilk koşanlar esnaf kardeşlerimiz olmuştur. Ahilik geleneğinin günümüzdeki temsilcileri olan esnaf ve sanatkârlarımız ülkemizin aldığı bütün keskin virajlarda hep devletinin yanında, milletimizin arkasında durmuştur” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, esnaf ve sanatkârlara şöyle seslendi: “Birileri mülteci düşmanlığı yaparken, Suriye’deki eski rejimin zulmünden kaçıp ülkemize sığınan Suriyeli mazlumlara sizler iş verdiniz, meslek öğrettiniz. Ensar ruhuyla her birini koruyup kolladınız. Birileri darbe girişimini keyif kahvesi eşliğinde televizyonda izlerken, 15 Temmuz ihanetine milletimizle birlikte sizler karşı koydunuz. Deprem turistleri sadece reklam peşinde koşarken asrın felaketinin açtığı yaraları sarmamıza sizler yardımcı oldunuz. Gazze’den Somali’ye, Lübnan’dan Sudan’a, Asya’dan Afrika’ya nerede bir sıkıntı, sorun, zulüm, kıtlık varsa sizler yardım ettiniz. Rabbim sizlerden razı olsun diyorum.”

“UNUTMAYIN, TİCARET ERBABININ İTİBARI SERMAYESİNDEN ÖNEMLİ VE DEĞERLİDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece sıkıntılı dönemlerde değil, Türkiye’nin 22 yıldır sürdürdüğü ekonomik bağımsızlık mücadelesinde de esnaf ve sanatkârları daima yanlarında bulduklarını, esnafın kendilerinden destek ve dualarını hiçbir zaman eksik etmediğini söyledi.

Esnafın, iradesine ve onları temsil eden siyasi iradeye güçlü bir biçimde sahip çıktığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her dönemde ortalığa dökülen felaket tellallarına rağmen Türkiye’nin ekonomik potansiyeline ve geleceğine yürekten inandınız. Ülkemizin bugünlere gelmesinde esnaflarımızın oynadığı rolü her zaman takdirle karşıladığımızı bilmenizi istiyorum. Türkiye ekonomisine yaptığınız değerli katkılar dolayısıyla da her birinize tek tek teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son yıllarda ticaret hayatını zehirleyen fırsatçılara aman verilmemesi gerektiğini vurgulayarak, “Etiket oyunlarıyla hiçbir makul gerekçesi olmayan fahiş fiyat artışlarıyla vatandaşın cebindeki paraya el uzatan bu tamahkârlara, ahi kültürüyle yetişmiş esnaf kardeşlerimin meydanı terk etmemesi gerekiyor. Unutmayın, ticaret erbabının itibarı sermayesinden önemli ve değerlidir. İtibarınızı zedeleyenleri öncelikle siz denetlemeli, içinizde barındırmamalı ve ayıklamalısınız. Yüzlerce yıldır ahi ahlakına sahip olmanın sizlere kazandırdığı değerleri ve erdemleri açgözlü ve fırsatçı esnaf ahlakından mahrum bir avuç kişinin dinamitlemesine müsaade etmemelisiniz” ifadelerini kullandı.

“FIRSATÇILARA NEFES ALDIRMAYACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnsana sadakat yaraşır görse de ikrah, yardımcısıdır doğruların Hazreti Allah” sözünü anımsatarak, “Esnaf olarak sizler bir taraftan, devlet olarak bizler diğer taraftan beraberce çalışarak inşallah fırsatçılara nefes aldırmayacağız. Ticaret hayatımız yanında enflasyonla mücadelemize de zarar veren bu marazla mücadelemizi sizinle dayanışma içinde kararlılıkla yürüteceğiz” diye konuştu.

Kısa süre önce açıklanan enflasyon, büyüme ve istihdam rakamlarının doğru yolda olduklarını bir kez daha teyit ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “2024 yılını yüzde 3,2’lik büyüme oranıyla kapattık. Enflasyondaki gerileme şubat ayında da devam etti. İşsizlik oranlarındaki düşüş istikrarlı bir şekilde sürüyor. Merkez Bankamız dün aldığı faiz kararıyla doğru yönde bir adım daha attı. Biraz daha sabredecek, inşallah çok daha iyi yerlerde olacağız. Nasıl sizler en zor günlerinde milletin yanında olduysanız bizler de göreve geldiğimiz ilk günden itibaren tüm imkânlarımızı sizler için seferber ettik. En büyük sorunlar arasında yer alan finansmana erişim problemini mali imkânlarımızı daha da geliştirerek, kooperatiflerimizi ve Halkbank’ı daha da güçlendirerek çözüme kavuşturduk.”

ESNAF VE SANATKÂRLARA KREDİ MÜJDESİ

Esnaf ve sanatkârlara kullandırılan kredilerin şahıs üstü limitinin 2002’de yalnızca 5 bin lira olduğunu, bu limiti genel işletme kredileri için 750 bin liraya çıkardıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Bu noktada şu müjdeli haberleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Hazineden yüzde 50 sübvansiyonlu esnaf ve sanatkâr kredi limitini 750 bin liradan 1 milyon liraya yükseltiyoruz. İş yeri edinme ve ticari araç edinme esnaf kredi limitini de 1,5 milyon liradan 2,5 milyon liraya çıkartıyoruz. Ticari araç edinme kredisinde sıfır araç yanında, 0-5 yaş araçları da kredi için dâhil ediyoruz. TESKOMB kefaletiyle Halkbank’ın esnaf ve sanatkârlarımız için sunduğu finansman maliyetini yüzde 29’dan yüzde 25’e düşürüyoruz. Böylelikle esnaf ve sanatkârlarımızın önemli beklentilerinden birini daha karşılamış oluyoruz. Hayırlı uğurlu olsun.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2016 yılında uygulamaya geçirdikleri sıfır maliyetli işletme kredileriyle bugüne kadar 248 girişimci esnafa toplam 17,4 milyon lira, 736 genç girişimci esnafa 136,4 milyon lira, 264 kaybolmaya yüz tutmuş meslek erbabına toplam 15,7 milyon lira tutarında kredi desteği sunduklarını belirterek, “2017 yılında devreye aldığımız indirimli yatırım kredileri kapsamında da 6 bin esnafımıza 3,6 milyar lira iş yeri edindirme kredisi, 7 bin 710 esnafımıza ise 4,8 milyar lira tutarında taşıt edindirme kredisi sağladık. Kredi ve kefalet kooperatifimizin sayısı 402’den 1000’e ulaşırken, kredilerin yüzde 60’lara yaklaşan faiz oranı da yüzde 29’lar seviyesine indi. Bununla da yetinmedik. Belirli dönemlerde yüzde 4,5’e varan oranlarla esnaflarımıza kredi kullandırdık” ifadelerini kullandı.

Krediler üzerinden yapılan kesintilerde de önemli indirimlere gittiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2002’de esnaf kredilerinin faiz oranlarının yalnızca yüzde 20’sini sübvanse edebilen hazinemiz, bugün bu kredilerin yüzde 50’sini destekliyor. Usta girişimcilerin, genç girişimcilerin ve kaybolmaya yüz tutmuş ticaret erbabının kullanacağı kredilerin ise yüzde 100’ünü karşılıyoruz. 2002’den bugüne esnafımıza sağladığımız indirimli kredilerin toplamı 582 milyar lirayı aştı. 2023, 2024 ve 2025 yıllarının ilk aylarında kullandırdığımız kredilerin toplamı ise 300 milyar lirayı buldu” diye konuştu.

“KOOPERATİFLER ARACILIĞIYLA DEPREMZEDE ESNAFIMIZIN YANINDA OLDUK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm dünyayı derinden sarsan koronavirüs salgınının sadece sağlık boyutunu değil, ekonomik yönünü de en iyi yöneten ülkelerden birinin Türkiye olduğunu söyledi.

Muhalefetin Türkiye ekonomisine kontak kapattırmak için sabah akşam üzerlerine geldikleri günlerde yanlış bir yola asla girmediklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Salgın döneminde esnaf ve sanatkârlarımıza toplam 9 milyar lira tutarında hibe desteği sağladık. Ticaret erbabımızın kredi taksitlerini erteledik, kooperatiflere olan gecikmiş borçlarını ise yapılandırdık. Mali sicil affı uygulamasıyla ticaret erbabımızın elini rahatlattık” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Şubat 2023 depremlerinde de ülke olarak bir imtihandan geçtiklerini belirterek, “53 binden fazla canımızı kaybettiğimiz asrın felaketinde, 42 bin iş yeri de kullanılamaz hâle geldi. 6 Şubat depremlerinde işleri ve iş yerleri zarar gören 27 binin üzerindeki esnafımıza 6,7 milyar liranın üzerinde faiz indirimli kredi kullandırdık. Kooperatifler aracılığıyla depremzede esnafımızın yanında olduk. Konut ve iş yerlerimizi tamamladıkça hak sahiplerine teslim ediyoruz” diye konuştu.

“ESNAF VE SANATKÂRLARIMIZIN MALİYETLERİNİ ÖNEMLİ ÖLÇÜDE DÜŞÜRMEK İSTİYORUZ”

Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu ile alt mevzuatında ihtiyaç duyulan revizelerin yapılmasına yönelik çalışmaların sürdüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2025-2029 Türkiye Kooperatifçilik Stratejisi ve Eylem Planı’nı bu yıl içinde devreye alıyoruz. Birleşmiş Milletler tarafından ‘Uluslararası Kooperatifler Yılı’ olarak ilan edilen 2025 senesi içinde bu tür çalışmalara hız vereceğiz. Özellikle tedarik ve dağıtım kooperatifçiliğini daha da geliştirerek esnaf ve sanatkârlarımızın maliyetlerini önemli ölçüde düşürmek istiyoruz” bilgilerini verdi.

Tarım Satış Kooperatifleri Birliklerinin, finansmana erişim başta olmak üzere, sorunlarını çözmek için çalışmalarına devam ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Kooperatiflerin Desteklenmesi Programı kapsamında bugüne kadar 773 kooperatifimizin 826 projesine toplam 111 milyon lira tutarında hibe desteği sağlama kararı aldık. Destek limitlerimizin artırılması için yoğun şekilde çalışıyoruz. Kadın kooperatiflerinin kurulmasını ve girişimciliğini teşvik ettik. Önemli finansman imkânları oluşturduk. Bu vesileyle hem yarın kutlayacağımız 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nüzü şimdiden tebrik ediyorum hem de 2025 Kooperatifler Yılı’nın hepimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.”

GENÇ GAZETECİLER İSTANBUL

OKUMAYA DEVAM ET

DÜNYA

DÜNYA8 saat önce

“Türkler, Araplar, Kürtler, Sünniler ve Aleviler olarak birbirimizin dostuyuz, kader ortağıyız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “Bizler binlerce yıldır bu coğrafyada bir arada yaşamış, birlikte yaşamış, aynı kaderi...

DÜNYA1 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü İftar Programı’nda konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü İftar Programı”nda yaptığı konuşmada, “Bizim inanç ve medeniyet değerlerimize göre kadın, gerek ailenin...

DÜNYA2 gün önce

“Türkiye’nin 22 yıldır sürdürdüğü bağımsızlık mücadelesinde esnaflarımızı daima yanımızda bulduk”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar İftar Programı”nda yaptığı konuşmada, “Türkiye’nin 22 yıldır sürdürdüğü ekonomik bağımsızlık mücadelesinde sizleri daima yanımızda...

DÜNYA5 gün önce

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye ziyarette bulunan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’i Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde resmî törenle karşıladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı...

DÜNYA5 gün önce

Emine Erdoğan, Kayseri Yeşilay Rehabilitasyon Merkezi’nin açılış törenine katıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Kayseri’de Yeşilay Rehabilitasyon Merkezi’nin açılış törenine katılarak bir konuşma yaptı. 1-7 Mart Yeşilay...

DÜNYA1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şehit aileleri ile bir araya geldiği iftar yemeğinde konuştu

“Türkiye, terörle mücadele konusunda sadece bölgemizin değil, dünyanın en güçlü, kabiliyetli ülkesidir” Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehit aileleriyle iftar programında yaptığı konuşmada,...

DÜNYA1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kanal 7’nin 30. yıl dönümü programında konuştu

“Kimsenin kendini öteki hissetmediği, kuşatıcı bir iklimi ülkemizde tesis etmek asli görevimizdir” Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kanal 7 30. Kuruluş Yıl Dönümü...

DÜNYA2 hafta önce

Ticaret Bakanı Bolat, Ahi Esnaf Beratı Takdim Töreni’nde Konuştu

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, ramazan ayının gıda fiyatları yönünden ılımlı geçeceğini belirterek, “Vatandaşlarımızın fahiş fiyat artışları konusunda mağdur olmaması, adil...

DÜNYA2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sadece seçimleri kazanarak değil, gönülleri kazanarak 22 yıldır iktidardayız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti 8. Olağan Büyük Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “İktidardaki 22 yılımızda şanla, şerefle, dünya siyaset literatürüne geçen muazzam...

DÜNYA3 hafta önce

Türk Devletleri Parlamentoları Dışişleri Komisyonları Toplantısı İstanbul’da yapıldı

Toplantıya Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Macaristan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Türk Devletleri Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA), Türk Devletleri Teşkilatı...

EN ÇOK OKUNAN HABERLER

seers cmp badge
tr_TRTurkish