Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Polis Teşkilatı’nın 180. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Türk Polis Teşkilatı heyetini Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti.
Kabuldeki konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Polis Teşkilatı’nın kuruluşunun 180. yıl dönümü münasebetiyle Emniyet Teşkilatı ile bir araya gelmenin bahtiyarlığı içinde olduğunu dile getirdi.
Türk Polis Teşkilatı’nın gayretlerini görmemezlikten gelmenin mümkün olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Bugün sizlerle bir araya gelerek bu anlamlı programı gerçekleştirmek bizleri gerçekten mutlu etmiştir. Polis Teşkilatımızın 180. kuruluş yıl dönümünü özellikle canıgönülden tebrik ediyorum. Yarından itibaren kutlamaya başlayacağımız Polis Haftası’nın da Emniyet teşkilatımız, ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Hafta boyunca yapılacak etkinliklerin aramızdaki birlik ve beraberliği güçlendirmesini temenni ediyorum. Ülkemizin emniyeti, milletimizin geleceği için tereddüt etmeden canlarını feda eden tüm şehit polislerimizi, askerlerimizi, jandarmalarımızı, güvenlik korucularımızı rahmetle yâd ediyorum. Hayatta olan gazilerimize hayırlı ve bereketli ömürler diliyor, her birine şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.”
“MİLLETİMİZİN GÜVEN VE HUZUR İÇİNDE YAŞAMASI İÇİN GECE GÜNDÜZ DEMEDEN FEDAKÂRCA GAYRET SARF EDİYORSUNUZ”
“Emniyet Teşkilatı olarak sizler son derece önemli, önemli olduğu kadar da bizleri geleceğe taşıyan hem de canlarınız pahasına bir icra kabiliyeti taşıyorsunuz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bir yandan ülkemiz satında huzur ve asayişi sağlarken, diğer yandan suçun ve suçlunun her türlüsüyle cansiparane mücadele ediyorsunuz. Milletimizin güven ve huzur içinde yaşaması için gece gündüz demeden fedakârca gayret sarf ediyorsunuz. Askerimiz, jandarmamız, güvenlik korucularımız, bekçilerimiz ve istihbarat mensuplarımızla birlikte çetelere, şehir eşkıyalarına, teröristlere, zehir tacirlerine, kaçakçılara, kısacası suçluların hiçbirine göz açtırmıyorsunuz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, güvenlik güçlerinin hangi zorlu şartlar altında çalıştığını, milletin huzur ve emniyeti için nelerden feragat etmek zorunda kaldığını gayet iyi bildiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı: “Kimi zaman sokakların terörize edildiği, sizlere taşla, sopayla hatta baltayla, asitle saldıran azgın azınlığın tedhişiyle, kimi zaman zehir tacirlerinin, suç şebekelerinin, eli kanlı çetelerin sinsi oyunlarıyla, kimi zaman trafik magandalarıyla, tarihî eser ve insan kaçakçılarıyla, kimi zaman da 15 Temmuz gecesinde olduğu gibi milletimizin geleceğine kasteden hainlerle nasıl mücadele ettiğinizi elbette çok iyi biliyorum. Sizlerle birlikte büyük bir özveriyle çalışan polislerimizin her birini yürekten tebrik ediyorum. Rabbim ayağınıza taş değdirmesin, sizleri her türlü beladan, musibetten, kötülükten muhafaza eylesin diyorum. Hükûmet olarak bizler de gerek insan kaynağı, gerek teknoloji ve teçhizat noktasında polisimizin güçlendirilmesi için devletimizin tüm imkânlarını seferber ediyoruz.”
Emniyet teşkilatının aileleriyle birlikte milletin de gurur kaynağı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Sizler huzurumuzun, esenliğimizin, emniyetimizin teminatısınız. Hangi hesapla olursa olsun size saldırılmasına, sizin ahlaksız ve alçak iftiralarla töhmet altında bırakılmanıza müsaade edemeyiz. Kendini bilmez tiplerin son haftalarda polisimizi hedef alan saldırılarının sebebi sizlerin görevinizi layıkıyla yapmanızdır. Emniyet birimlerimiz, İstanbul merkezli yolsuzluk soruşturması üzerinden sokaklarımızda estirilmek istenen eşkıyalığa fırsat vermemiştir. Çapulcuların her türlü hakaretlerine, saldırı ve kışkırtmalarına rağmen hukuk kuralları içinde vazifelerini bihakkın yerine getirmişlerdir. Gezi olayları vari provokasyon girişimleri sahiplerinin ellerinde patlamıştır. Sizlerin şahsında tüm polislerimizi tebrik ediyor, emekleri, gayretleri, sabırları dolayısıyla kendilerini ayrı ayrı kutluyorum. Rabbim hepinizin yar ve yardımcısı olsun. Bu düşüncelerle Polis Teşkilatımızın 180. kuruluş yıl dönümünü ve Polis Haftanızı bir kez daha tebrik ediyorum. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor, gazilerimize tekrar şükranlarımı sunuyorum. Her birinize görevlerinizde Rabbimden üstün başarılar niyaz ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nın ardından makam aracıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Cumhurbaşkanlığı Külliyesine gelişinde Türk Polis Teşkilatı’nın 180. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla özel bir karşılama yapıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın makam aracının Külliyeye girişi sırasında polis sirenleri çalındı.
Cumhurbaşkanlığı Koruma Hizmetleri Genel Müdürlüğü personelinin çiçek takdim ettiği Cumhurbaşkanı Erdoğan, nöbet tutan personeli selamladı.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Ankara’nın ulaşım ve iletişim altyapısına son 23 yılda 728 milyar 40 milyon lira yatırım yaptıklarını ifade etti. Bakanlık olarak Ankara’nın kent içi raylı sistem hattını 80,5 kilometre uzatarak 103,6 kilometreye çıkardıkların ifade eden Uraloğlu, “Esenboğa Havalimanı Metro Hattı’nda Etlik Şehir Hastanesi ile Pursaklar ve Çubuk bölgesindeki yapılaşmayı dikkate alarak projede revizyon başlattık. Önümüzdeki sene yapım çalışmalarına başlamayı hedefliyoruz.” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, AK Parti Hükümetleri döneminde Ankara’nın ulaşım ve iletişim altyapısında tarihi bir dönüşüme imza atıldığını belirtti. Bakan Uraloğlu, “Başkentimize son 23 yılda ulaşım ve haberleşme alanlarında toplam 728 milyar 40 milyon liralık yatırım yaptık.” ifadelerini kullandı.
Bölünmüş Yol Uzunluğu Bin 206 Kilometreye Ulaştı
Bakan Uraloğlu, başkenti çevre illere ve tüm bölgelere kesintisiz bağlantılarla bağladıklarını belirterek, Ankara’yı; Bolu, Eskişehir, Konya, Kırıkkale, Kırşehir ve Çankırı gibi komşu illerimize modern bölünmüş yollarla ulaştırdıklarını ifade etti. Bakan Uraloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“2002 yılında Ankara’nın 466 kilometre olan bölünmüş yol uzunluğunu bin 206 kilometreye çıkardık. 23 yılda 740 kilometre bitümlü sıcak karışım kaplamalı yol, 7 bin 721 kilometre asfalt çalışması, 178 kilometre yol iyileştirme ve 15,4 kilometrelik 197 köprü inşa ederek standartları yüksek, daha güvenli ve konforlu yolları vatandaşın hizmetine sunduk.”
Edirne’den Şanlıurfa’ya Kadar Kesintisiz Otoyol Ağı
Bakan Uraloğlu, 2020 yılında hizmete açılan 330 kilometrelik Ankara-Niğde Otoyolu sayesinde Edirne’den Şanlıurfa’ya kadar uzanan bin 230 kilometrelik kesintisiz bir otoyol ağı oluşturduklarını da belirtti. Uraloğlu böylece Ankara ile Mersin, Adana, Gaziantep ve Şanlıurfa arasında otoyol konforu ile seyahati mümkün kıldıklarını söyledi.
-Ankara-Kırıkkale-Delice Otoyolu’nda Çalışmalar Başladı
Uraloğlu 2024 yılı Kasım ayında Ankara-Kırıkkale-Delice Otoyolu’nun yapım sözleşmesini imzaladıklarını anımsatarak “Otoyolumuzda yapım çalışmaları başladı. Toplam 120 kilometre uzunluğunda projelendirdiğimiz otoyol ile Ankara-Kırıkkale arasındaki devlet yolundaki trafiği azaltacağız. Ayrıca projemiz ile karayolu taşımacılığını Ankara’nın doğu ve kuzey koridoruna aktararak Ortadoğu ve Kafkas ülkelerine taşımacılığı daha hızlı ve konforlu hale getireceğiz.” diye konuştu.
Orta Anadolu Yolu 276 Kilometre Uzunluğunda Olacak
Ankara ile Sakarya’nın Akyazı ilçesi arasına inşa edilmesi planlanan Orta Anadolu Otoyolu hakkında da açıklamada bulunan Bakan Uraloğlu, Orta Anadolu Otoyolumuzu 225 kilometresi ana gövde, 51 kilometresi bağlantı yolu olmak üzere toplam 276 kilometre uzunluğunda tesis edeceğiz. 3 gidiş, 3 geliş olmak üzere toplam 6 şeritle trafiğe hizmet vermesini planlıyoruz. Orta Anadolu Otoyolu ile Kuzey Marmara Otoyolu’nun Ankara-Niğde Otoyolu’na daha hızlı bağlantı tesis edeceğiz.” açıklamasında bulundu.
19 Karayolu Projesinde Çalışmalar Devam Ediyor
Yatırımların sadece otoyollarla sınırlı olmadığını belirten Uraloğlu, “Nallıhan Köprüsü, Nallıhan Kuş Cenneti Tüneli ve bağlantı yollarını hizmete açtık. Yargıtay Köprülü Kavşağı, Kızılcahamam Hastanesi Farklı Seviyeli Kavşağı ve Polatlı Şehir Geçişi gibi nice projeyi hizmete alarak araç yoğunluğunu azalttık. Şu anda da toplam proje tutarı 29 milyar 181 milyon lira olan 19 karayolu projesinde çalışmalarımıza son sürat devam ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Tarihi Köprüler Restore Ediliyor
Ankara’da tarihi köprüleri de restore ederek kültürel mirası da koruduklarını belirten Uraloğlu, “Sadece modern yollar inşa etmiyoruz, tarihimize de sahip çıkıyoruz. Akköprü, Dağkaya Köprüsü, Etlik ve Altındağ gibi tarihi köprülerimizi de restore ederek hem kültürel değerlerimizi yaşatıyor hem de bu eserleri ulaşım altyapımızın bir parçası haline getiriyoruz.” dedi.
YHT’ler 97,4 Milyonu Taşıdı
Demiryollarında da Ankara’ya çağ attıklarını belirten Bakan Uraloğlu, Ankara’nın tüm demiryolu altyapısını yenilediklerini ve modernize ettiklerini ifade etti. Bakan Uraloğlu, “Ankara-Eskişehir, Ankara-İstanbul, Ankara-Konya ve son olarak Ankara-Sivas Hızlı Tren hatlarını hizmete alarak Ankara’yı 2 bin 251 kilometrelik hızlı tren ağımızın merkezi yaptık. YHT’ler ile bugüne kadar yaklaşık 97,4 milyon yolcumuza hızlı tren konforuyla ulaşım imkanı sağladık.” ifadelerini kullandı.
Ankara-İzmir Hızlı Demiryolu Projesi Doğrudan 7 Milyon Kişiye Hizmet Edecek
Bakan Uraloğlu, hızlı tren projelerine devam ettiklerine de dikkati çekerek Ankara ve İzmir’i kapı komşusu yapacak 505 kilometrelik Ankara-İzmir Hızlı Tren Projesi hakkında da bilgi verdi. Bakan Uraloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Hattımız, Ankara-İzmir arasındaki demiryolu ile seyahat süresi 14 saatten 3,5 saate düşürecek ve Ankara-Afyonkarahisar-Uşak-Manisa ve İzmir illerimizde yaşayan yaklaşık 7 milyon nüfusa doğrudan hizmet edecek. Bölgedeki iç turizmin artmasına da önemli katkı sağlayacak.”
Süper Hızlı Tren Hattı’nın Ön Proje Çalışmaları Tamamlandı
Uraloğlu, Ankara-İstanbul arasına tamamen yeni bir hat planladıklarını da belirterek “Ankara-İstanbul Süper Hızlı Tren Hattı projemizin ön proje çalışmalarını tamamladık. 344 kilometrelik Süper Hızlı Tren hattımızda trenlerimiz saatte 350 kilometre hıza ulaşacak. Seyahat süresini ise sadece 80 dakikaya indireceğiz.” açıklamasında bulundu.
“Ankara’nın 23,1 Kilometrelik Kent İçi Raylı Sistem Hattını 103,6 Kilometreye Çıkardık”
Uraloğlu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak Kızılay –Çayyolu, Batıkent – Sincan, Keçiören-AKM, AKM-Gar-Kızılay metrolarını tamamlayarak Ankaralıların hizmetine sunduklarını anımsattı.
2018 yılında yenileyerek hizmete aldıkları Başkentray’ın geçen 7 yılda 113 milyondan fazla yolcu taşıdığına da dikkati çeken Bakan Uraloğlu, ana arterlerdeki trafiğin yoğunluğunu azaltmada önemli bir etken olduğunu söyledi. Bakan Uraloğlu, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Bakanlık olarak Ankara’nın 23,1 kilometrelik kent içi raylı sistem hattını 80,5 kilometre uzatarak 103,6 kilometreye çıkardık. 26,2 kilometrelik Esenboğa Havalimanı Metro Hattı’nda Etlik Şehir Hastanesi ile Pursaklar ve Çubuk bölgesindeki yapılaşmayı dikkate alarak projede revizyon başlattık. Bu revizyonu bu sene içerisinde bitiririz. Önümüzdeki sene de imkanları değerlendirerek bu metroda yapım çalışmalarına başlamayı hedefliyoruz. Bunun yanı sıra 20 kilometrelik Ümitköy-Batı Merkez Metro Hattı ve 12 kilometrelik Etlik-Forum Hatlarında etüt proje çalışmalarımız başladı. Bu hatlarımız tamamlandığında 58,2 kilometrelik metro hattını daha hizmete sunmuş olacağız. Başkentray’ı Yenikent’e kadar bağlayacak Sincan(OSB)-Yenikent-Kazan Soda Demiryolu Projesi kapsamında da çalışmalarımıza devam ediyoruz.”
Esenboğa’nın Yolcu Kapasitesi 30 Milyona Çıkacak
Ankara Esenboğa Havalimanı’nın yıllar içinde artan yolcu talebine dikkati çeken Uraloğlu, “2002 yılında 2 milyon 836 bin 628 yolcu ağırlayan havalimanımız, 2024 yılında 12 milyon 913 bin 753 kişiye hizmet verdi. 2025 yılının ilk çeyreğinde ise yolcu sayımız 3 milyon 10 bin 378’e ulaştı.” dedi.
Geçmiş yıllarda Esenboğa Havalimanı’nda bir dizi yenileme çalışması yaptıklarını anımsatan Bakan Uraloğlu, talebin daha da artacağını öngörerek havalimanını daha yenilikçi ve vizyoner bir anlayışla geliştirmeye devam ettiklerini söyledi.
Uraloğlu, 2022 yılı Aralık ayında başlatılan kapasite artırımı çalışmaları kapsamında, iki etaplı bir projeyi hayata geçirdiklerini belirtti. Uraloğlu, “İlk etap çalışmalarımızda sona geldik. Yolcu kapasitesini 30 milyona çıkaracak olan 3. pist, yeni kule binası ve hizmet binalarında son çalışmalarımızı yapıyoruz.” ifadelerini kullandı. Bakan Uraloğlu, ikinci etapta ise terminal binasının en az 40 bin metrekare genişletileceğini de sözlerine ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Antalya Havalimanı Yeni Terminal Binaları Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Dünyada ulaşamadığımız hiçbir nokta kalmayacak şiarıyla ülkemizi, dünyanın en geniş uçuş ağına sahip ülkelerinden birine dönüştürdük. Havacılık alanında küresel ölçekte en üst lige yükselttik” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya Havalimanı Yeni İç ve Dış Hat Terminal Binalarının Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Konuşmasına katılımcıları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni terminal binalarının açılışıyla Antalya’nın değerini bir kat daha artıracağını söyledi.
Projede emeği geçen Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile yüklenici firma çalışanlarına teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni terminal binalarının başta Antalya olmak üzere havacılık, kültür ve turizm sektörleri için hayırlı olmasını diledi.
Antalya’da her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turistin ağırlandığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Dünyanın dört bir yanından Antalya’ya gelen turistler bir yandan şehrin kültür ve tabiat zenginliğinden istifade ederken diğer yandan lokomotif sektörlerimizden biri olan turizm gelirlerimize önemli bir katkı sağlıyor. Şehrimize olan ilgi o kadar yüksek ki, Antalya Havalimanımız son 2 yıldır 35 milyonluk mevcut yolcu kapasitesinin üzerindeki kişiye hizmet veriyor. Havalimanımız 2023’te yaklaşık 36 milyon, 2024’te ise direkt transit yolcular da dâhil 39 milyon 230 bini aşkın yolcuya hizmet sundu. Bu sene 40 milyon kişiyi aşacağımız anlaşılıyor. 2029’da ise toplam yolcu sayısının 45 milyona ulaşmasını bekliyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu sayıları dikkate alarak, hâlihazırda mevcut kapasitesinin yüzde 12 üzerinde hizmet veren Antalya Havalimanımızı, yeni terminal binaları ve tamamlayıcı yapılarla büyütmek için güçlü bir adım attık. Kapasite artırımına yönelik ilave yatırımların hayata geçirilmesi için 5 Ocak 2022’de yüklenici firmamıza yer teslimini yaparak, çalışmalara başladık. Proje kapsamında dış hatlar terminalini 90 bin 143 metrekareden 224 bin metrekareye, iç hatlar terminalini ise 36 bin 859 metrekareden 75 bin metrekareye çıkarttık. Böylece havalimanımızın yıllık yolcu kapasitesini 35 milyondan 82 milyona yükseltmiş olduk. Artık Antalya Havalimanımız dünyanın her bir köşesinden 82 milyon misafire ‘hoş geldiniz’ diyebilecek kapasiteye hamdolsun kavuştu” diye ekledi.
Yeni terminal binalarının modern mimarisi, güçlü altyapısı ve artırılmış kapasitesi ile Antalya’nın kapılarını çok daha geniş ufuklara açacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Projemiz dahilinde uçak park pozisyon sayısını da 108’den 176’ya getirdik. VIP terminalini 690 metrekareden 2 bin metrekareye, genel havacılık terminalini ise bin 200 metrekareden 2 bin 800 metrekareye yükselttik. Proje dâhilinde yeni inşa edilen 2 bin metrekarelik Devlet Konuk Evini, 5 bin metrekarelik Devlet Hava Meydanları İşletmesi Hizmet Binasını, personel lojmanları ile camimizi daha önce hizmete açmıştık” ifadesini kullandı.
Gurur verici olmasının yanı sıra her açıdan yenilikçi ve vizyoner bir projeyi daha şehrin hizmetine sunduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaklaşık 927 milyon yatırım hacmi gerektiren projeyi kamu-özel iş birliği modeli kapsamında devletin kasasından tek bir kuruş dahi çıkmadan gerçekleştirdik. Üstelik herhangi bir yolcu garantisi olmayan proje ile yüklenici firmalardan 25 yıllık işletme süresi karşılığında KDV dâhil 8 milyar 555 milyon avroluk kira geliri elde edeceğiz” dedi.
“ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE AKTİF HAVALİMANI SAYIMIMIZI 60’A ÇIKARACAĞIZ”
Yatırımcı şirketin kira bedelinin yüzde 25’lik kısmı olan 2 milyar 138 milyon 750 bin avronun da Mart 2022’de peşin ödediğini ve bu bedelin daha çalışmalar bitmeden devletin kasasına girdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Böylelikle, bu güzide proje, kamu kaynaklarının etkin kullanmanın ve kamu-özel sektör iş birliğinin en başarılı örneklerinden biri oldu. Bugün hizmete aldığımız yeni terminal binalarımızla artık Antalya Havalimanımız çok daha fazla sayıda yolcuya hizmet verecek. Antalya ise turizm potansiyelini çok daha yüksek bir seviyeye taşıyacaktır. Burada, şu hususu da dikkatinize getirmek arzusundayım, 4 saatlik uçuş süresiyle 67 ülkenin merkezinde bulunan Türkiye’nin bu avantajlı konumunun sunduğu imkân ve fırsatları en üst düzeye taşımak için son 23 yılda çok büyük yatırımlar gerçekleştirdik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünyada ulaşamadığımız hiçbir nokta kalmayacak’ şiarıyla ülkemizi, dünyanın en geniş uçuş ağına sahip ülkelerinden birine dönüştürdük. Havacılık alanında, küresel ölçekte en üst lige yükselttik. 2002’den bu yana 26 olan aktif havalimanı sayımızı, 10 Ağustos 2024’te açılışını yaptığımız Çukurova Uluslararası Havalimanımızla birlikte 58’e çıkarttık. İstanbul Havalimanımız 2024’te 80,1 milyon yolcu ağırlayarak kendi kategorisinde Avrupa’da ikinci, dünyada ise yedinci sırada yer aldı. Önümüzdeki dönemde aktif havalimanı sayımımızı, yapımları devam eden Yozgat ve Bayburt-Gümüşhane havalimanlarımızla 58’den 60’a çıkaracağız. Bakınız, biz sadece Türkiye için büyük hayaller kurmakta kalmıyor aynı zamanda bunları büyük hedeflere dönüştürüyoruz, sonra da bu hedefleri tek tek hayata geçiriyoruz.”
“85 MİLYON VATANDAŞIMIZ İÇİN ÇALIŞMAYA KARARLILIKLA DEVAM EDECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarihi, vicdanı ve iddialarıyla büyük bir milletin mensubu olmanın hakkını vermeye çalıştıklarını söyledi.
Milletin teveccühüne mazhar olmanın gayretinde olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkesini başkalarına şikâyet edenler bu vizyonu anlayamaz. Yabancı basın kuruluşlarından medet umanlar bunu anlayamaz. Batı karşısında eğilip bükülenler, el pençe divan duranlar, bizim bu dik duruşumuzu anlayamaz. Boykot bahanesiyle kendi ekonomisine suikast teşebbüsünde bulunanlar bunu anlayamaz. Hırsları akıllarını esir alanlar, kibirlerinin siyasi ihtiraslarının esiri olanlar bizim neyin mücadelesini verdiğimizi asla ve asla anlayamaz. Biz onları kendi küçük dünyalarında, kendi küçük kavgalarıyla baş başa bırakıyor, her zaman olduğu gibi yine işimize bakıyoruz” diye konuştu.
Ülkeye yeni eserler kazandırmaya, Antalya Diplomasi Forumu’nda olduğu gibi Türkiye’nin itibarını arttırmaya devam ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Vizyoner projelerle Antalya’nın turizm potansiyelini hak ettiği seviyelere getirmeye bakıyoruz. Çünkü biz bu millete güveniyoruz. Bu millete inanıyoruz. Doğru bildiğimiz istikamette yürürken milletimizin bize daima destek olacağını biliyoruz. Ülkemiz için çalışmaya, Türkiye için üretmeye, 85 milyon vatandaşımız için çalışmaya kararlılıkla devam edeceğiz. Rabbim, hepimizin yar ve yardımcısı olsun diyorum. Yeni terminal binalarımızın, yeni yapılarımızın bir kez daha şehrimiz, ülkemiz ve milletimiz için hayırlar getirmesini temenni ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehirdeki temasları kapsamında Akdeniz Üniversitesi’ni ziyaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 4. Antalya Diplomasi Forumu’nun açılışında yaptığı konuşmada, “İnsanlık tarihiyle yaşıt olan bölgemizin bu köklü tarihine uygun olarak, medeniyetin, huzurun, güvenliğin, barışın coğrafyası olmasını istiyoruz. Biz artık çatışmanın değil uzlaşmanın, ayrışmanın değil ittifakın; kan, gözyaşı, acı ve gerilimin değil refahın ve istikrarın egemen olduğu bir bölge görmek, böyle bir dünyada yaşamak, evlatlarımıza böyle bir dünya bırakmak istiyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ayrışan Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek” ana temasıyla NEST Kongre Merkezi’nde düzenlenen 4. Antalya Diplomasi Forumu’nun açılışında bir konuşma yaptı. Açılış programına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan da katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına, katılımcıları selamlayarak başladı. Antalya Diplomasi Forumu’nun 4’üncü buluşmasında devlet ve hükûmet başkanlarıyla bir araya gelmekten büyük memnuniyet duyduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yine buradan savaşların, çatışmaların, ölümlerin acısını yüreklerinde taşıyan tüm mazlumları, ülkem ve milletim adına selamlıyor, kendilerine dayanışma mesajlarımızı gönderiyorum” ifadesini kullandı.
Dünyanın dört bir yanından foruma teşrif eden, her bir misafire teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 gün sürecek programların, dünya ve insanlık için, özellikle coğrafyadaki mazlum ve mağdurlar için hayırlara vesile olmasını diledi.
“GÜÇ YARIŞININ YERİNE KÜRESEL VİCDANI TERCİH ETTİĞİMİZİ HEP BİRLİKTE DÜNYAYA BİR KEZ DAHA İLAN EDİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, diplomasinin nabzının attığı, global bir markaya dönüşen forumun 4’üncüsünü başarıyla tertip eden Dışişleri Bakanlığı ve Bakan Hakan Fidan ile mesai arkadaşlarını, organizasyona destek veren tüm kuruluşları tebrik etti, bakanlığı döneminde forumun hayata geçirilmesine öncülük eden Antalya milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu’nu da kutladı.
“Ayrışan dünyada diplomasiyi sahiplenmek” temasıyla düzenlenen forum kapsamında icra edilecek panellerin ve görüşmelerin katılımcılara verimli bir ufuk turu yaptırmasını temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyada dış politika ve uluslararası ilişkiler alanında önde gelen etkinlikler arasında yerini alan foruma yönelik yoğun ilgiden memnuniyet duyuyoruz. Bugün burada çatışmaların yerine diyaloğu, kutuplaşmanın yerine ortak aklı, güç yarışının yerine küresel vicdanı tercih ettiğimizi hep birlikte dünyaya bir kez daha ilan ediyoruz. Antalya’dan tüm dünyaya verdiğimiz bu barış ve dostluk mesajları, Antalya Diplomasi Forumu’nu muadillerine göre farklı bir yerde konumlandırıyor. Her yıl olduğu gibi 3 gün boyunca binlerce katılımcı, kritik bölgesel ve küresel konularda fikir alışverişinde bulunup çözüm önerilerini ele alacaklar. Küresel diplomasinin kalbi, 3 gün boyunca yine Antalya’da atacak” dedi.
“DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR, ÇÜNKÜ İNSANLIK BEŞTEN BÜYÜKTÜR”
Foruma yapacakları değerli katkılar için katılımcılara şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “İnsanlık, arka arkaya yeni teknolojik hamleler gerçekleştirirken uluslararası sistem çağa ayak uydurabilmesi noktasında aynı başarıyı sergileyemiyor. Terör, açlık, yoksulluk, ırkçılık, İslam düşmanlığı, göçmen karşıtlığı ve iklim krizi gibi tüm insanlığı ilgilendiren sorunlarla uğraştığımız bir dönemde uluslararası toplumun daha adil, daha vicdanlı politikalar geliştirmede maalesef yetersiz kaldığına şahit oluyoruz. Bu eksikliği, başta bölgemizde yaşanan çatışmalar ve gerilimler olmak üzere çok geniş bir alanda her gün hissediyoruz. Diplomasinin insani, girişimci ve geleceğe yönelik plan yapabilme kabiliyetini daha fazla öne çıkarmamız gerektiği anlaşılıyor. Dünya beşten büyüktür, çünkü insanlık beşten büyüktür. Bu tespiti yaparken amacımız, böyle bir anlayışın hâkim kılınmasıdır. Türkiye, sahip olduğu tecrübe, tarihî, beşeri, kültürel zenginlik ve derinlik dolayısıyla dünyaya bu mesajı en rahat verebilecek ülkelerdendir. Burada öncelikle bir hakikati dikkatinize getirmek arzusundayım. Biz sorunların uzağında, konforlu bir coğrafyada yer alan bir ülke değiliz. Stratejik önemi yüksek olduğu kadar, krizlere gebe bir ülkede bulunuyoruz. Bu tarih boyunca da hep böyleydi. İşgal girişimleri, Haçlı Seferleri, emperyalist oyunlar, karışıklık çıkarma, istikrarsızlık üretme teşebbüsleri çevremizde hiç eksik olmadı. 1. Dünya Savaşı’ndan, Soğuk Savaş’a kadar büyük güçler arasındaki yıkıcı rekabetin en fazla hırpaladığı, en fazla olumsuz etkilediği coğrafya yine burasıydı.”
“BİZ BU COĞRAFYANIN SADECE SAKİNLERİ DEĞİL AYNI ZAMANDA SAHİPLERİYİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün de uluslararası siyasetin gündemini domine eden birçok sorun, savaş, kriz ve gerilimin yine Türkiye’nin yakın çevresinde cereyan ettiğini vurgulayarak, “Şunu da iftiharla söylemek durumundayım; biz bu coğrafyanın sadece sakinleri değiliz, aynı zamanda sahipleriyiz. Bin yıldır buradayız, bu topraklardayız. İnşallah daha nice asırlar boyunca yine burada olacağız” diye konuştu.
İnsanlık tarihiyle yaşıt olan bölgenin, bu köklü tarihine uygun olarak medeniyetin, huzurun, güvenliğin, barışın coğrafyası olmasını istediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz artık çatışmanın değil uzlaşmanın, ayrışmanın değil ittifakın, kan, gözyaşı, acı ve gerilimin değil refahın ve istikrarın egemen olduğu bir bölge görmek, böyle bir dünyada yaşamak, evlatlarımıza böyle bir dünya bırakmak istiyoruz. Elbette bunun kolay olmadığını biliyoruz” ifadesini kullandı.
“İSRAİL, FİLİSTİN HALKINA KARŞI APAÇIK BİR SOYKIRIM UYGULUYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, barışın, savaştan daha fazla emek istediğinin farkında olduklarını belirterek, kolayı değil her zaman zoru seçtiklerini, bugün de zor olanın tarafında bulunduklarını vurguladı.
Bu anlayışla Ukrayna, Sudan, Libya, Somali gibi yakın dostluk içinde olunan ülkelerde nasıl barış ve istikrar için mücadele ediyorlarsa, Afrika ve Asya’da da ara buluculuk ve kolaylaştırıcılık gibi inisiyatiflerle sorumluluk üstlendiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Komşularımızla iyi ilişkiler tesis ederek, işbirliği imkânlarını, ticaret imkânlarını genişleterek, ayrıca çatışan taraflar arasında diyalog köprüleri kurarak ülkemizin etrafında bir barış ve güvenlik kuşağı oluşturmak çabasındayız. Şunu tüm samimiyetle bugün bir kez daha belirtmek isterim; bizim kimsenin toprağında, egemenliğinde, kaynaklarında gözümüz yoktur. Türkiye olarak nerede varlık gösteriyorsak orada yerin altındakilerle değil yerin üstündekilerle, yani insanlarla, yani canla ilgileniyoruz. Şunu unutmayalım, ‘zulüm ile abad olunmaz’ diyoruz. ‘Sömürü ve çatışma üzerine müreffeh bir gelecek inşa edilmez’ diyoruz.
Küresel vicdan ve adaleti en fazla yaralayan meselelerin başında malumunuz Filistin’deki, özellikle de Gazze’deki zulüm geliyor. İsrail, 1,5 senedir en temel insan haklarını hiçe sayarak, uluslararası hukuku ayaklar altına alarak, Filistin halkına karşı apaçık bir soykırım uyguluyor. Buna karşı sesimizi yükseltmek, bu zulme itiraz etmek, buna olabilecek en güçlü tepkiyi vermek bizim sadece kardeşlik değil aynı zamanda insanlık vazifemizdir, insanlığımızın bir gereğidir. Çünkü hepimiz bir kalp taşıyoruz. İsrail’in katliamlarına sessiz kalmak bu suça ortak olmaktır.”
İsrail ordusunun birkaç gün önce Gazze’nin güneyindeki Han Yunus kentinde gazetecilerin kaldığı bir çadırı bombaladığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu saldırıda 3 gazeteci hayatını kaybetti, yine 9’u medya mensubu 10 kişi ağır şekilde yaralandı. Şehit edilenlerin de biri Ahmet Mansur adında bir gazeteci. Saldırının ardından çadırın içinde diri diri yanan Ahmet Mansur’un görüntüleri bir yandan hepimizi dehşete düşürürken diğer taraftan İsrail’in işlediği savaş ve insanlık suçlarını da bir kez daha gözler önüne serdi. İsrail yönetimi bugüne kadar 211 gazeteciyi katletti, öldürdü. Sadece bu sabah Han Yunus’ta aynı aileden 7’si çocuk, 10 kişi şehit oldu. Şimdi bunun adı barbarlık değilse, soruyorum nedir?” ifadesini kullandı.
İsrail’in işlediği savaş ve insanlık suçlarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail tarafından ambulansın içinde yaralılara yardıma giden sağlık personelinin infaz edildiğini, masum bebeklerin, çocukların, yıkıntılar arasında hayata tutunmaya çalışan kadınların acımasızca katledildiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elimizi vicdanımıza koyalım ve şu soruyu lütfen kendimize soralım. Savaşta dahi olsa meşru bir devlet böyle hareket eder mi? Bunun adı devlet terörü değil midir? Onun için, İsrail terör devletidir. Başka bir ismi olamaz” diye konuştu.
İsrail hükûmetinin, Filistin halkını topraklarından söküp atmaya, ikinci bir Nekbe felaketi yaşatmaya çalıştığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan işlediği her suç hukuk önünde cevapsız kalan İsrail’in her seferinde daha kanlı, daha vicdansız saldırılara kalkıştığını aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in işgali karşısında meşru direniş haklarını kullanan Filistinlilere “terörist” diyerek katliamlarını meşrulaştırma peşinde olduklarını ifade ederek, “Filistin halkının işgal karşısındaki kahramanca mücadelesini kimse ‘terörizm’ yaftası vurarak karalayamaz” ifadesini kullandı.
Filistinlilerin 7 Ekim 2023’ten beri topraklarını savunduğunu ve insanlığın iftihar vesilesi olduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin tarih boyunca olduğu gibi bugün de Filistinlilerle tam bir dayanışma içinde hareket ettiğini vurguladı.
“ORTA DOĞUDA BARIŞ ANCAK, İSRAİL-FİLİSTİN MESELESİNİN İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜMÜ TEMELİNDE MÜMKÜNDÜR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “500 sene önce topraklarından kovulan tüm o İsrail halkını, Yahudileri, kapımızı açarak biz bu topraklarda misafir ettik. O günkü Türkiye neyse bugünkü Türkiye de aynısıdır. Saldırıların başladığı günden bu yana 101 bin tonun üzerinde insani yardım malzemesini bölgedeki kardeş ülkelerin de desteğiyle Gazze’ye gönderdik. İnşallah bundan sonra da Gazzeli mazlumlara yardım elimizi uzatmaya devam edeceğiz. İsrail’in Gazze’deki devlet terörü devam ettikçe, ateşkes çabaları sabote edildikçe, masumların üzerine bomba yağdıkça bölgemize kalıcı barışın gelmesi oldukça zordur. Tekrar vurguluyorum. Orta doğu’da barış ancak İsrail-Filistin meselesinin iki devletli çözümü temelinde mümkündür. Bu da 1967 sınırları dahilinde, başkenti Doğu Kudüs olan özgür, egemen ve toprak bütünlüğüne haiz bir Filistin devletinin kurulmasına bağlıdır. Başta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi olmak üzere uluslararası toplumun tüm üyelerini bir kez daha sorumluluk üstlenmeye, akan kanı durdurmaya, Filistin halkının yanında olmaya davet ediyorum.”
“SURİYENİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ KONUSUNDA, BÖLGEDE TÜM AKTÖRLERLE ANLAYIŞ BİRLİĞİ İÇİNDEYİZ”
İsrail’in özellikle Lübnan’a ve Suriye’ye yönelik saldırılarıyla bölgenin istikrarını doğrudan tehdit eden sorunlu bir ülkeye dönüşmekte olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in saldırılarının terör örgütü DEAŞ’la mücadele çabalarını da sekteye uğrattığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Suriye’de etnik ve dini aidiyetleri kaşıyarak, ülkedeki azınlıkları hükûmete karşı kışkırtarak 8 Aralık devrimini dinamitlemeye çalışıyor. Bakın, Türkiye’nin bu konudaki tutumu gayet nettir. Biz komşumuz Suriye’de 14 yıl süren çatışma ve istikrarsızlığın yükünü en fazla çeken, bunun bedelini ödeyen ülkelerden biriyiz. 8 Aralık devrimiyle sadece Suriye’de değil, tüm bölgemizde kalıcı istikrarın tesisine yönelik yakalanan fırsatın heba edilmesine izin veremeyiz. Suriye’nin yeni bir istikrarsızlık girdabına sürüklenmesine göz yummayız. Toplam 911 kilometre uzunluğunda sınıra sahip olduğumuz komşumuz Suriye’nin toprak bütünlüğünü, istikrarını ve güvenliğini kendimizden ayrı görmediğimizi, burada özellikle dile getirmek istiyorum. Suriye halkı acıya, zulme ve savaşa doymuştur. Suriyeli kardeşlerimize bunları tekrar yaşatma niyeti olanlar hesaplarını buna göre yapmalıdır. Soğukkanlılığımızı, sabrımızı, meseleleri diyalog yoluyla çözme tavrımızı kimse yanlış anlamamalı, yanlış yorumlamamalı, sükûnetimiz birilerini çok hatalı heveslere sürüklememelidir.”
Türkiye’nin dış politikada gizli niyetlerle, gizli ajandalarla değil, ilkelerle hareket eden bir ülke olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bölge halkları için barış, istikrar, refah ve güven istediklerini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’nin toprak bütünlüğü ve istikrarının muhafazası noktasında Sayın Trump ve Putin başta olmak üzere bölgede nüfuz sahibi tüm aktörlerle anlayış birliği içindeyiz, çok yakın diyalog hâlindeyiz. Gerek bu anlayış birliği, gerek ülkemizin güvenlik planlamaları, gerekse Suriye hükûmetiyle aramızdaki mutabakatlar çerçevesinde gerekli bütün adımları atmayı kararlılıkla sürdüreceğiz” diye konuştu.
Yeniden Asya Açılımı ile Asya ülkeleriyle siyasi temas ve istişareleri her geçen gün arttırdıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrika ortaklık politikasıyla da kazan-kazan yaklaşımıyla iş birliklerinin geliştiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Güney Kafkasya’da kalıcı istikrarın sağlanması için çabalarımız sürüyor. Doğu Akdeniz ve Ege’de barış ve istikrarın devamını amaçlıyor, komşumuz Yunanistan’la olumlu atmosferlerin muhafazası için çalışıyoruz. Balkanlar’daki gelişmeleri çok yakından takip ediyor ve bölge ülkeleriyle işbirliğimizi devam ettiriyoruz. Orta Asya’daki kardeş cumhuriyetler dış politikamızdaki özel yerlerini her geçen gün daha da pekiştiriyor” değerlendirmesinde bulundu.
“TÜRKİYE OLMADAN AVRUPA GÜVENLİĞİNİN DÜŞÜNÜLEMEYECEĞİ BİR KEZ DAHA ORTAYA ÇIKMIŞTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Ülkemizin yoğun çabalarıyla son yıllarda entegrasyon noktasında önemli adımlar atan Türk Devletleri Teşkilatı bu işbirliğimizin güçlendirilmesine çok önemli katkılarda bulunuyor. Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescili için çabalarımızı son dönemde arttırdık. Adada, adalet tecelli edene kadar bunu sabırla sürdüreceğiz. Avrupa Atlantik güvenliğinin temeli olan NATO, Türk dış politikasının ve ülkemizin güvenliğinin yapı taşlarından biridir. NATO’nun geleceği ve Avrupa güvenlik mimarisine dair tartışmaların gündemde olduğu bugünlerde, Türkiye olmadan Avrupa güvenliğinin düşünülemeyeceği bir kez daha ortaya çıkmıştır. NATO’nun en büyük ikinci kara ordusuna komuta eden Türkiye, özellikle son yıllarda büyük atılım yaptığı savunma sanayisiyle Avrupa güvenliği için gelecekte de sorumluluk almaya hazırdır.”
“AVRUPA BİRLİĞİ TAM ÜYELİĞİ, ÜLKEMİZİN STRATEJİK HEDEFİDİR”
Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) hedefinden uzaklaştığına dair iddia ve eleştirilerin bir geçerliliğinin olmadığını da dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB tam üyeliğinin hâlen Türkiye’nin stratejik hedefi olduğuna dikkati çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ancak kimi zaman korkulardan, kimi zaman ön yargılardan, kimi zaman da Birliği içeriden esir almış aktörlerden dolayı Avrupa Birliği, üyelik sürecimizin ilerletilmesi hususunda gereken iradeyi sergileyemiyor. Daha doğru bir ifadeyle bugün kimi Avrupa ülkeleri bundan üç çeyrek asır önce Avrupa Birliği’ne hayat veren ufku, cesareti ve stratejik bakış açısını maalesef ortaya koyamıyor. Diyoruz ki, eğer Avrupa Birliği mevcut sınamaların üstesinden gelmek, yeniden yapılanan küresel sistemde hak ettiği şekilde temsil edilmek istiyorsa buna göre davranmalı, bagajlarından kurtulmalı ve Türkiye, tam üye olarak Birlik’teki sandalyesine bir an önce kavuşmalıdır. Biz üyelik sürecimizi ilerletme noktasında hazırız ve kararlıyız. Avrupa Birliği’nden de somut adımlar atmasını bekliyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, güçlü bir savunma sanayisi olmadan güçlü bir dış politikanın uygulanamayacağını belirterek, Türkiye’nin bugünkü özgüvenini diğer adımlarıyla birlikte savunma sanayisi alanındaki atılımlarına borçlu olduğunu kaydetti.
“Bugün bu alanda yüzde 80 seviyesinde yerlilik oranına ulaştık. Böylece kendi göbeğimizi kendimiz keser duruma geldik” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin silahlı, silahsız insansız hava araçları, gemiler, helikopterler, tanklar, roket ve füzelerin yanı sıra daha pek çok yetenekle kendi ihtiyaçlarını karşılamanın çok ötesine geçtiğini dile getirdi.
“ABD İLE 100 MİLYAR DOLARLIK TİCARET HEDEFİMİZE BÜYÜK ÖNEM VERİYORUZ”
Savunma sanayisinde yıllık 10 milyar dolar ihracat hedefine her geçen yıl emin adımlarla yaklaşıldığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Dost ve kardeş ülkelerle savunma işbirliğimizi de giderek güçlendiriyoruz. Müttefikimiz ve stratejik ortağımız Amerika Birleşik Devletleri ile 100 milyar dolarlık ticaret hedefimize büyük önem veriyoruz. Başkan Trump’ın ikinci döneminde kendisiyle olan yakın dostluğumuzun da katkısıyla Amerika’yla ilişkilerimizin her alanda serpileceğine inanıyorum. Köklü bir geçmişe sahip olduğumuz Rusya Federasyonu ile ilişkilerimiz, çok boyutlu bir zeminde günden güne gelişiyor. Ortak coğrafyayı paylaştığımız Rusya’yla işbirliğimizi karşılıklı menfaat ve saygı temelinde ilerletmekte kararlıyız. Dördüncü yılına gelen Rusya-Ukrayna Savaşı’nın adil ve sürdürülebilir bir barış anlaşmasıyla sona erdirilmesi önceliğimiz olmaya devam ediyor. Karadeniz girişimi, esir takası ve İstanbul Süreci başta olmak üzere birçok adım attık. İlk günden beri muhafaza ettiğimiz dengeli ve proaktif tutumumuzu inşallah aynı şekilde sürdüreceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Asya, Afrika ve Latin Amerika ülkeleri ile de ilişkileri geliştirmenin gayretinde olacaklarını belirterek, “Gümrük tarifeleri üzerinden kızışan ticari rekabetin yıkıcı hâle gelmemesi için elimizden geleni yapmaktayız. Şoklara karşı dirençli ekonomisiyle Türkiye, bu süreci sadece sorunsuz atlatmakla kalmayacak, Allah’ın izniyle yeni dönemin kazananlarından da biri olacaktır” dedi.
Türkiye’nin terörden kurtulduğunda ekonomide farklı bir ivme kazanacağına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Ülkemizin 40 yılına, binlerce vatandaşının canına ve milyarlarca dolar kaynağına mal olan terör belasından da kurtulduğumuzda inşallah ekonomide çok farklı bir ivme yakalayacağız. Türkiye Yüzyılı ifadesinde anlamını bulan ülkümüze inşallah sizlerin de desteğiyle ulaşacağımızdan hiçbir şüphe duymuyoruz. Antalya Diplomasi Forumu’nun da bu vizyonumuzun gelecek nesillere ve tüm dost ülkelere anlatılmasına vesile olacağına inanıyorum.”
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.